27 Haziran 2019 Perşembe

Yanığın sevk Kriterleri


%10 ‘dan büyük 2. derece yanık
3. derece yanıklar
Yüz, el, ayak, genital bölge, perine veya büyük eklemleri içeren yanıklar
Elektrik yanıkları (yıldırım dahil)
Kimyasal yanıklar
İnhalasyon yanıkları
İyileşmeyi ve mortaliteyi etkileyecek ek hastalık
Eşlik eden travma
Çocuğa uygun ekipman ve kalifiye elemanın olmaması
Özel sosyal, duygusal yada rehabilitasyon gerektiren yanıklı hastalar

çocukta kafa travması

Şiddetli  Kafa Travma tanımı:

 Motorlu araç kazası sonrasında :
Hastanın fırlaması
Ölümlü kaza
Takla atma

2 yaş altında 90 cm,
2 yaş üstünde 150 cm fazla yükseklikten düşme

Kasksız bisiklet yada motosiklet kazaları

Yüksek hızlı objelerin kafaya çarpması



BT çekme endikasyonları:

2 yaş üstü:

GKS=14 ya da mental durum değişikliği
 kafa kaide fraktürü belirtileri.( otore, rinore, rakon gözü bulgusu, hemotimpanum)

Anamnezde geçici bilinç kaybı
 Kusma 2 den fazla
Travma mekanizmasının şiddetli olması
Şiddetli başağrısı
acilde takipte durumun kötüleşmesi
2 yaş altı:

GKS=14 ya da  mental durum değişikliği
Temporal/parietal/oksipital skalp hematomu
Geçici bilinç kaybı > 5 sn
Şiddetli travma
Palpabl yada şüpheli kafatası fraktürü
Ailesine göre normal olmayan hareketler
acil takibinde durumun kötüleşmesi

YANIKTA İLK MÜDAHELE

yanıkta ilk önce 5-10 dakika yanık soğuk su altında tututarak soğutulmalı.
steril gazlı bezler serum fizolojik ile islatılarak yanık üzerine kapatılmalı,
yanık bakımında öncelikle yaranın temiz ve nemli tutulması önemlidir.

enfekte değil ise yağlı gazlı bezler kullanılır ,
 enfekte ise antibiyotik emdirilmiş materyal kullanılır.

yanık tedavisi yanık merkezlerinde yapılmalıdır.

yanıkta başlangıçla verilecek sıvı tedavisinde : yanık yüzdesi X hasta kilosu X 3 = 24 saatlik sıvı

sıvını yarısı ilk 8 satte, kalan yarısı 16 saatte verilir sıvı% 0.9 NaCl  ya da Ringer Lactat

yanık yüzdesi : kabaca cocuğun kendi avuç içi eller birleşik %1 e tekabül eder.

Wallace'sın 9' lar kuralı: 
 Üst ekstremitelerin her biri %9,  
 Alt ekstremitelerin her biri %18,  
 Gövdenin ön bölgesi %18,  
 Gövdenin arka bölgesi %18, 
 Baş %9, 
 Perine %1 

vital bulgular ve idrar takibi(0.5-1cc/kg/saat olmalı ) yapılır.
ağrı şiddetli polduğu için narkotik anljezikler verilir.
ilk müdahelenin ardından yanık merkezine sevk edilmeli

23 Haziran 2019 Pazar

YD DA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ


Serum sodyum değeri 135-145 mEq/L,
potasyum değeri 3,5-5 mEq/L,
 serum ozmolalitesi 275-290 mOsm/kg aralığında olmalıdır (Ozm=2 x serum sodyumu (mEq/L) + serum glukozu (mg/dL) / 18 + BUN (mg/dL) / 2,8).

 Bebeğin gebelik yaşına, hastalığın şiddetine ve sıvı-elektrolit dengesine göre mikro yöntemler kullanılarak stabilize olana kadar, genellikle ilk 3-4 gün, 8-24 saat aralıklarla serum elektrolitleri değerlendirilir .
Kan üre azotu, kreatinin düzeylerinin yükselmesi ve metabolik asidoz; ESS volümünün azaldığını gösterir

Fizyolojik kilo kaybı olarak yansıyan postnatal natriürez/diürez başlamadan önce intravenöz sıvılara sodyum eklenmez.
 İlk birkaç günden sonra ya da doğum ağırlığının %5’inden fazlasını kaybettikten sonra sodyum eklenebilir.
 İdame sodyum gereksinimi genellikle sıvılara 1-2 mEq/kg/gün sodyum klorür (NaCl) ilavesiyle karşılanır.
Yaşamın ilk haftasından sonra, bebeğin sıvı dengesi stabil olduğunda günlük 3-4 mEq/kg sodyum ve klorür verilmesi büyüme için yeterli pozititif sodyum dengesi sağlar.
Çok küçük prematüre bebeklerde renal immatüriteye bağlı kayıplar nedeniyle sodyum gereksinimi 6-8 mEq/kg/ gün kadar artabilir.

Potasyum desteğine yeterli idrar çıkışı olduktan, serum elektrolitleri ve böbrek işlevlerinin normal olduğu kanıtlandıktan sonra, 1-2 mEq /kg/gün miktarında başlanır ve bir-iki gün içinde bu miktar 2-3 mEq/kg gün olacak şekilde artırılabilir .


Turk Pediatri Ars 2018; 53(Suppl 1): S55-S64

21 Haziran 2019 Cuma

meningokok aşısı şeması

MENENJIT AŞILARI (ACYW + B):


6 ay öncesi başlangıç: 
Nimenrix 2-4-12 
 Bexsero 3-5-7-13 

Menveo 2-4-6-12 
 Bexsero 3-5-7-13

6-12 ay arası başlangıç: 
Nimenrix 6-8 -12
Bexsero 7-9-13 

Menactra 9-12
Bexsero 8- 10- 13 

Menveo 7-12 
Bexsero 8-10-13 

12-24 ay arası başlangıç: 
Nimenrix 12 tek doz  
  Bexsero 13- 15- 27 

Menactra 12-15 
Bexsero 13- 16- 28 

Menveo 12-14 
Bexsero 13- 15- 27 


>24 ay :
 Nimenrix 24 tek doz 
 Bexsero 25-27  

*Menactra 24 tek doz 
 Bexsero 25-27 


*Menveo 24 tek doz 
  Bexsero 25-27 

19 Haziran 2019 Çarşamba

hastalıklar ve emzirme

aktif su çiçeği geçiren anne izole edilmeli, bulaştırıcılık döneminde emzirmeye ara vermeli, bebeğe VZİG verildikten sonra sağılmış süt verilebilir

hep B ve C li anne emzirebilir

CMV li anne bebek term ise emzirebilir.

Kızamık geçirmekte olan anneler 72 saat emzirmeye ara vermeli

İmmünglobulin verilen bebeklere sağılmış anne sütü verilebilir.

memede aktif tbc emziremez ,sağılmış süt verilemez

dil gelişimi

12 - 15. aylarda 3-6 kelime kullanabilir.
15 -18. aylarda 5-50 kelime kullanabilir.
18 - 24. aylarda iki kelimeli cümleler, sen- ben zamiri,
2 yaşta 200 e yakın kelime
2-3 yaşlarda tüm zamirler, renkleri bilir. resimde istenen şekilleri gösterir.
3 yaş ta 4-5 kelimeli cümle, basit sorular sorar, şarkı söyler,
4 yaşta 5-6 kelimelik cümle kurar, adını yaşını söyler,
5-6 yaşından sonra erişkin gibi konuşur.

mırıldanma tekrarının 6-12 aylarda görülmemesi, işitme kaybı , mental gerilik, dil gelişim sorunalrı açısından araştırmayı gerektirir.

memorial ped. uyg.

anne sütü yetmezlik kriterleri

Yenidoğan bebeğin mide kapasitesi yaklaşık olarak, ilk gün 5-7 ml (kiraz/ cam bilye), üçüncü gün 22-27 ml (ceviz), birinci hafta 45- 60 ml (kayısı/pinpon topu), birinci ay 80-150 ml (büyük bir yumurta) olarak kabul edilir.

Bu nedenle bebeğin gerçekten yeterli anne sütü alamadığını gösteren belirtiler iyi bilinmelidir.

 Bu “güvenilir belirtiler” şunlardır:

1-. Yetersiz tartı alımı-

Doğum sonrası ilk 2 hafta sonunda doğum tartısına ulaşamama,
 <14 gün bebekte >%10 kilo kaybı,
veya <20 g/gün kilo alımı,
 ilk 1 ay içinde 500 gramdan az tartı alımı,
 büyüme eğrisinde yaşa göre ağırlığın iki persantil aşağı düşmesi veya ortalamanın iki standart deviasyon altında olmasıdır.

2-. Yetersiz idrar yapma-
 İlk 2 günden sonra, günde 6 kereden az, koyu renkli (pembe ürat kristali) konsantre idrar çıkışıdır. (Ayrıca dışkının miktarı ve doğum sonrası değişiklikleri de dikkate alınmalıdır.
Normalde yenidoğan bebekler günde 3-8 kere kaka yaparlar.
 Bu sayının azalması veya 5. gün hala mekonyum çıkarıyor olması, sarı renge dönmemesi, anne sütünün yetersiz alındığını düşündürebilir.)

* Emzirme öncesi ve sonrası elektronik hassas terazi ile bebeğin tartılması –test tartısı- bebeğin memeden sağdığı süt miktarını ölçmek için kullanışlı bir yöntemdir.

* Emzirme sonrası annenin memesini sağmak da rezidüel süt miktarını değerlendirmek için yararlıdır.

neonatology.org.tr


18 Haziran 2019 Salı

fontaneller


 Ön fontanel en erken 3 aylık ,  en geç 24 aylıkken kapanır.
arka fontanel doğumdn sonra bir kac haftada kapanır .( en gec 2-3 ay)
Ön fontanelin erken kapanması kraniositoz nedenidir.
Ön fontanelin geç kapanma nedenleri:
Akondroplazi
Konjenital hipotiroidi
Rikets
Down sendromu
Hidrosefali
Ailesel makrosefali

Ön fontanel ortalama 2.5 cm çapındadır, geniş olması hidrosefali, konj.hipotiroidi, osteogenezis imperfekta ve raşitizm  düşünülür.

arka fontanelin >1cm olması conj. hipotroidiyi düşündürür.

bebeklerde baş çevresi izlemi

doğumda 35 cm.
ilk üç ayda 2cm/ay,
ikinci üç ayda 1cm/ay,
6-12 ay arası 0.5 cm/ay.

3.ayda 40.5cm,
6.ayda 43 cm,
12.ayda 46 cm olur .

bebeklerde boy izlemi

doğumda 50 cm.
ilk 3 ayda 8cm
ikinci 3 ayda  8 cm.
üçüncü 3 ay 4 cm,
dördüncü 3 ay 4 cm /3ay

Bir yaşında 75 cm.

1-2 yaş arası : 10- 12 cm/yıl

2-4 yaş arası : 7 cm/yıl

> 4 yaş- ergenl. : 5-6 cm/ yıl.

4 yaşında doğum boyunu 2 katı
12 yaşında 3 katına ulaşır.



bebeklerde tartı izlemi

ilk 6 ayda:
günde 20-30 gr,
haftada 150-250 gr,
600-1000gr alır.

6-12.ayda:
günde 15 -20 gr,
haftada 100- 150 gr.
ayda 400- 600 gr. alır.

1-2 yaş arası haftada 50 gr.
ayda yaklaşık 200 gr.
yılda 2.5 kg alır.

>2 yaş: 2-2.5 kg / yıl

bebek 5. ayda doğum tartısının 2 katına,
1 yaşında 3 katına,
2 yaşında 4 katına ulaşır.

çocukkarda hedef boy

kız çocukları:
( (baba boyu-13) + anne boyu ) / 2

erkek çocukları:
((anne boyu+13) + baba boyu) / 2

Acile Şokta Gelen Çocuğa Acil Müdahele.



Çocukarda en sık hipovolemik şok görülür. taşipne, bradi/taşikardi ,siyanoz , periferik  dolaşım bozukluğu , bilinç durum değişikliği
 Acilde ilk oksijen verilir. Damar yolu açılır .ilk verilecek sıvı Serum fizyolojiktir. 20cc/kg dan on dakikada  verilir, gereğinde 3 kereye kadar tekrarlanır. Bununla hipotansiyon, doku perfüzyonu,  kapiller dolum zamanı düzelir. Düzelmediği durumlarda tansiyon pnomötoraks, kalp tamponadı, sepsis, elektolit , asit baz denge bozukluğu akılda tutulmalı. Hipoglisemi varsa düzeltilmeli.  %10 Dx 2-5 c/kg dan yapılmalı. İlk 15-20 dakikada sıvı replasmanına cevap alınamassa dopamin başlanmalı. Dopamin 5-10 mikrogram/kg / dak.:  +inotrop, kronotrop etkilidir. ( Dopamin hesabı 6xkg  100cc %5Dx içine koyup  --> 1cc/ sa=1mcg/k g/dak gidiyor demek)
Sepsis tanısı konursa antibiyotik başlanmalı

17 Haziran 2019 Pazartesi

hemoptizi

alt sol. yoll:
Trakeobronşit, pnömoni akut alt solunum yolu enfeksiyonları
bronşektazi zemininde enfeksiyon gelişmesi
 yabancı cisim aspirasyonu
tbc
akc absesi

üst sol. yoll.:
epistaksis,
sinüzit
ağir seyirli farenjit.,
travma
diğer:
konj.kalp hastalığı
pulm.hemosiderozis.

lab:
 hamogram,
PT, aPTT
sedim.
 balgam  kültürü ve balgamda ARB
AKC grafisi

tedavi :
nedene yönelik,
masif kanamada acil mudahele , sıvı replasmanı

ÇOCUKLARDA YAŞAM DESTEĞİNDE KULLANILAN İLAÇLAR


1- ADENOZİN: 

DOZ:
İlk Doz: 0,1 mg/kg hızlı puşe (En yüksek doz 6 mg)
İkinci Doz: 0,2 mg/kg hızlı puşe (En yüksek doz 12 mg)

ENDİKASYON:
Supraventriküler Taşikardi

KONTRENDİKASYON:
Astım (Göreceli),
 2. veya 3. Derece AV Blok,
Atriyal fibrillasyon,
 Atriyal flutter,
Sick sinus syndrome,
 Stokes-Adams Attack
Wolf-Parkinson-White syndrome (Göreceli)
prematur Ventriküler kontraksiyonla birlikte semptomatik bradikardi

ÖZEL:
Kalbe en yakın ve en geniş damar yolundan
Mevcutsa santral venöz kateterden
 Çok hızlı verip ve ardından beklemeksizin 5 veya 10 ml serum fizyolojik puşe etmeli.


2- ADRENALİN:

DOZ:
IV  yolla 0,01 mg/kg  (1/ 10. 000’likten 1 dzm/kg)
ET ve SC yolla 0,1 mg/kg  (1/1. 000’likten 1 dzm/kg)
 Yanıt alınamazsa aynı doz 3-5 dk.da bir tekrar edilebilir.
 Tedaviye dirençli bradikardi olgularında o 0,1-0,3 µg/kg/dk hızında devamlı infüzyon

ENDİKASYON:
 Anafilaksi
Akut astım atakları
 Bulgusal bradikardi (Yeterli O2 ve ventilasyona yanıt vermeyen)
 Nabızsız ritimler
 Kalp durması
 Nabızsız elektriksel aktivite
 Ventriküler fibrilasyon ve ventriküler taşikardilerde defibrilasyon işlemleri arasında
 Hipovolemiye bağlı olmayan şok durumları (Hipotansif)
 Zehirlenme/Dozaşımı (Beta bloker, kalsiyum kanal blokerleri
 Krup
Bronşiyolit (kanıtlanmamış)

KONTRENDİKASYON:
Hipovolemik şok
 Hipertansiyon
 Sol ventrikül çıkım yolu darlıkları
 Kokainin neden olduğu ventriküler taşikardi
 Hipotermik hastalarda tekrarlayan dozlarda vermemeli

ÖZEL:
İV yolla mutlaka 1:10.000 lik olmalı, SF ile hazırlanır.
 NaHCO3 ile geçimsiz
SF  ile verilir.
kullanmadan önce ışıktan korumalı


3- AMİODARON:

DOZ:
5 mg/kg bir kaç dk. ile bir saatlik süre içinde infüzyon şeklinde verilir.
 Bu süre VF/Nabızsız VT için hızlı bolus (3 dk.dan az olmamak üzere) şeklinde iken, nabızlı taşikardilerde yavaş infüzyon şeklinde verilmesine dikkat edilmeli.
max doz günlük 15 mg/kg ı geçmemeli.

ENDİKASYON:
Nabızlı Ventriküler Taşikardi
 Nabızsız Ventriküler Taşikardi
Ventriküler Fibrilasyon
 Supraventriküler taşikardi

KONTRENDİKASYON:
 Sinüs nodu işlev bozukluğu
 2. ve 3. Derece AV blok

ÖZEL:
IV hızlı uygulandığında hipotansiyon yan etkisi ile nabızsız arrest dışında çok yavaş uygulanmalı.

4-ATROPİN:

DOZ:
Bulgusal bradikardi tedavisinde  0,02 mg/kg IV/IO
 0,04-0,06 mg/kg ET
 Her doz çocuklarda en fazla 0,5 mg, ergende 1 mg olabilir,
 Günlük toplam doz çocuklarda 1 mg, ergende 2 mg’ı aşmamalıdır (organofosfor zehirlenmeleri hariç)

ENDİKASYON:
AV blok
Vagal uyarı nedeniyle oluşan bulgusal bradikardi .
Asistol ve 60/dk altındaki NEA durumlarında da gözönüne alınabilir.
Organofosfat ve karbamat gibi zehirlenmelerde
 Hızlı ardışık entübasyon işleminde

KONTRENDİKASYON:
Dar açılı glokom
 Taşiaritmiler
Tirotoksikozis
 Obstrüktif gastrointestinal hastalıklarda
  Mesane boynu tıkanıklığı, prostat hipertrofisi, atonik veya hipotonik mesane, diğer obstrüktif üropatilerde;

ÖZEL:
Hipoksiye karşı verilen bradikardi yanıtını baskıladığı için yakından nabız oksimetre ile SpO2 izlemi yapılmalı

5-DOBUTAMİN:

DOZ:
2-20 mg/kg/dk hızında arzu edilen etkiyi sağlayacak en yavaş infüzyon hızında verilir.

ENİKASYON:
 Konjestif kalp yetmezliği
 Kardiyojenik şok

KONTRENDİKASYON:
Hipovolemik şok
Hipertansiyon
Sol ventrikül çıkım yolu darlıkları (İdiopatik hipertrofik subaortik stenoz, Valvüler aortik stenoz)  Kardiyak tamponad olgularında tamponad giderilmeden kullanılmamalıdır.
Tedavi edilmemiş atrial fibrilasyon ve atrial flutter
Diğer aritmiler
Trisiklik antidepresan zehirlenmesi

ÖZEL:
NaHCO3 ile geçimsiz
Hipovolemik durumlarda öncelikle hipovolemiyi düzelt.
damla infüzyonla verilmeli

6-DOPAMİN:

DOZ.
2-20 mg/kg/dk hızında arzu edilen etkiyi sağlayacak en yavaş infüzyon hızında verilir.

ENDİKASYON:
Hipovolemik olmayan şok olgularında hemodinamik denge bozulmuşsa
Hipovolemiye bağlı olmayan hipotansiyon olgularında
 Miyokardiyal işlevleri bozulmuşsa
Kardiyojenik şokta
Septik şokta
Kalp yetmezliğinde

KONTRENDİKASYON.
Hipovolemik şok (Hipovolemi düzeltilmeden kullanılmamalıdır)
 Sol ventrikül çıkım yolu darlıkları (İdiopatik hipertrofik subaortik stenoz, Valvüler aortik stenoz)  Ventriküler fibrilasyon
 Düzeltilmemiş taşiaritmiler
Diğer aritmiler
 Feokromasitoma
 Hipertroidi, tirotoksikoz

ÖZEL:
NaHCO3 ile geçimsiz
Damar dışına kaçmamasına son derece önem verilmeli
İnfüzyon 3 günden fazla devam ettirilirse “Tiroid işlev testleri” kontrol

7- KALSİYUM:%0,9’luk kalsiyum glukonat,

DOZ:
0,5-2 ml/kg kalp hızı ve ritmi izlenerek çok yavaş bir şekilde IV/IO verilebilir.
Bu doz kalbi durmuş hastalarda 10-20 saniyede, kalp ritmi devam eden hastalarda ise 5-10 dakikanın üzerinde yavaş olarak infüze edilmelidir.

END.
Hipokalsemi
Hiperkalemi
 Hipermagnezemi tedavisinde kullanmayı göz önüne al

KONTREND.
 Hiperkalsemi
 Dijital toksisitesi 
Ventriküler Fibrilasyon (Eğer hiperkalemi nedeniyle oluşmamışsa)

ÖZEL.
CRP da rutinde yeri yok
Hızla puşe etmekten kaçınmalı

8 - LİDOKAİN:

DOZ:
1 mg/kg hızlı IV enjeksiyon ve hemen ardından 20-50 µg/kg/dk hızında infuzyon uygulaması şeklindedir.
 Eğer IV bolus ile infuzyonun başlangıcı arasındaki süre 15 dakikadan daha uzun olursa o zaman tedavi edici kan düzeyinin tekrar elde edilebilmesi için ikinci bir bolus doza (0,5-1 mg/kg) gereksinim vardır.
Endotrakeyal yoldan kullanmak gerekirse dozu 2-3 mg/kg’dır.
 Hızlı ardışık entübasyon için doz 1-2 mg/kg IV

ENDİKASYON:
 Ventriküler fibrilasyon veya nabızsız ventriküler taşikardi
 Geniş QRS dalgalı taşikardiler (Nabızlı)[Nabızlı ventriküler taşikardi gibi)
 Hızlı ardışık entübasyon

KONTREND:
Bradikardi ile birlikte olan geniş QRS dalgalı ventriküler escape atımlar
Wolf Parkinson White, Adams-Stakes sendromu
Yüksek dereceli kalp blokları

ÖZEL.
 Ağır kalp yetmezliği, hipovolemi, şok ve karaciğerle böbrek yetmezliğinde  doz yarıya indirilir.

9- SODYUM BİKARBONAT:

DOZ:
IV / IO yoldan 1 mEq/kg’dır (%8,4’lük solusyonundan 1 ml/kg).  Yenidoğanda osmotik yüklenmeden kaçınmak için sodyum bikarbonat yarı yarıya sulandırılmalıdı

ENDİK:
Uzamış kalp durması (eğer kan gazı ölçümü yapılamıyorsa her 10 dk.da bir yapılması düşünülebilir)  Şiddetli metabolik asidozun olduğu şok durumları (Yeterli solunum desteğine rağmen)
Hiperkalemi
Hipermagnezemi

KONTREND:
Solunumsal ve metabolik alkaloz,
Kalp yetmezliği,
 Hipertansiyon,
 Böbrek yetmezliği,
 Periferal ve akciğer ödemi

ÖZEL:
Damar dışına kaçmamasına son derece önem verilmelidir.
 ASLA endotrakeyal yoldan uygulanmamalı
 NaHCO3 uyguladıktan sonra serum setini ve/veya damar yolunu serum fizyolojik ile yıkamalı


10 - NİFEDİPİN:

Nifedipin (Nidilat)
HT da .

Doz: 0,25-0,5 mg/kg/doz (en çok 10 mg/doz).
Hızlı etki için kapsül delinerek dilaltına damlatılmalıdır.

11- Mannitol 
Doz : Beyin ödemi varsa 20-30 dakikada yavaş infüzyonla verilir.
Başlangıç dozu 0,5-2 g/kg verildikten sonra 0,25-1 g/kg 4-6 saatte bir devam edilir.
 Anüri, intrakraniyal kanama, hipovolemik şok düzeltilmeden, ağır akciğer ödemi ve konjestif kalp yetmezliğinde kullanılmaz.

12-Furosemid (Lasiks Amp) Doz : Başlangıçta 1 mg/kg 1-2 dakikada (en çok ilk doz 40 mg). 20-30 dakikada yanıt alınamazsa 1-2 mg/kg doz tekrarlanabilir (en çok 6 mg/kg/gün).

 13-Aktif Kömür
Doz : 1 g/kg suda çözünerek (en çok 100 g)
 Süt ürünleri ve ipeka şurubuyla birlikte kullanılmaz.

15-Deksametazon (Decort Amp.)
Doz : 0,02-1 mg/kg/gün.

16- Diyazepam (Diazem Amp.)
Doz : 0,05-0,25 mg/kg/doz İV 3-5 dakikada, 15-30 dakikada bir tekrarlanabilir.
Rektal 0,5 mg/kg (1 yaşından küçüklerde 5 mg, 1 yaşından büyüklerde 10 mg)
En yüksek doz: 5 yaş altı için 5 mg, 5 yaş üstü için 10 m

17- Difenilhidantoin (=Fenitoin)
Doz : İlk yükleme dozu 15-20 mg/kg, 1mg/kg/dakika hızından daha hızlı verilemez (15-20 dakikada verilmeli). Devam edilmesi gerekirse 5mg/kg/gün ile devam edilir.

18- Fenobarbital (Luminal Amp)
Doz : Başlangıçta 10-20 mg/kg, gerekirse 15-20 dakika sonra 10 mg/kg/doz tekrarlanabilir.
 İV verilme hızı 1 mg/kg/dakika’yı geçmemeli.

19- Midazolam (Dormicum Amp)
 Doz : İV.-İM.: 0,1 – 0,2 mg/kg (en çok 4 mg).
PO: 0,2-0,4 mg/kg (en çok 15 mg).
 İntranazal: 0,2 mg/kg.

20- Metilprednizolon (Prednol Amp)
Doz : 1-2 mg/kg İV. yavaş (5-10 dakikada) bolus, 4-6 saatte bir tekrarlanabilir.

21-Difenhidramin (Fenotral sirop, Benison Amp)
 Sindirim sistemindeki, kan damarlarındaki ve solunum sistemindeki H1 reseptör bölgeleri için histamin ile yarışır.
Böylece damar içi veya kemik içi yolla antihistaminik gerektiğinde yeğlenmelidir.
 Doz : 1-2 mg/kg/doz, en çok 50 mg/doz uygulanmalıdır.
4-6 saat arayla tekrarlanabilir, günde toplam 300 mg/gün dozunu aşmamaya gayret edilmeli

Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği

16 Haziran 2019 Pazar

travmalı çocuğa yaklaşım

 Tüm major travmalı pediatrik olgularda, solunum ve hava yolu sıkıntısı olmasa bile, tıbbi bakımın başlangıç aşamasında oksijen desteği yapılmalıdır.
Çoğu çocuk hasta, geri dönüşümsüz oksijen maskesi ile 12-15 L/dk akım hızında verilen oksijen desteğini ile iyi tolere eder.

 Solunum sesleri küçük çocuklarda kolayca göğüs duvarı ve komşu yapılardan geçebilir; bundan dolayı ventilasyon yeterliliğini sadece solunum seslerine güvenerek değerlendirmek oldukça tehlikelidir. Trakeal tüp yerinin doğruluğunu değerlendirmede göğüs grafisi ile end-tidal karbondioksit ölçümünü kullanılır.

Kaybedilen dolaşım hacmini yerine koymada gerekli ilk adım bolus olarak kristaloid sıvı verilmesidir.
Dekompanse şok yokluğunda, çoğu yaralı çocuklarda olduğu gibi, uygunsuz kristaloid hacimleri ile aşırı sıvı tedavisiden kaçınmak; sıvı yönetiminde ise yeterli sirkülasyon hacmi ile eritrosit kitlesi arasında akılcı dengenin devam ettirilmesi gerekmektedir.
 Ardından intravasküler hacmin yeterli olup olmadığı, eğer  yeterli değilse hastaya izotonik kristalloid, hipertonik salin veya kan seçeneklerinden hangisinin verilmesi gerektiğine karar verilmelidir.
Nabız kalitesinin palpasyonla belirlenmesi (örn. zayıf veya güçlü), nabız sayısı ve düzenliliği güvenilir bir başlangıç klinik değerlendirmedir. Kapiller dolum zamanı tek başına perfüzyonun güvenilir bir göstergesi değildir ancak, kalp hızı ve nabız kalitesi ile kombine edildiğinde hipoperfüzyon saptanmasında değerli bir yardımcı olabilir. Kapiller geri dolum hızı 2 saniyenin altında olmalıdır ve tırnak yatağına veya küçük çocuklarda sternum etrafında cilde nazikçe bası ile değerlendirilir.

pediatrik travma hastalarında başlangıç resusitasyonunda seçilecek sıvılar normal salin (NS) veya Ringer laktattır (RL).
 Serebral ödem sebebiyle aşırı serbest su verilmesinden kaçınılmalıdır.

Eğer vital bulgularda hızlıca iyileşme görülmezse daha fazla sıvı verilmelidir. Takip eden yönergeler sadece başlangıç tedavisi içindir: Çocuk eğer sıvı tedavisine uygun yanıt vermezse iç kanamadan şüphelenmeli ve refrakter şok sebepleri araştırılmalıdır.
Tipik olarak, yaklaşık her bir mililitre kan kaybına karşılık 3 ml kristaloid sıvı verilmelidir.

Anlamlı travmadan şüphelenilen veya kompanse / dekompanse şoktan şüphelenilen tüm olgulara 20 ml/kg (NS veya RL) bolus infüzyonu başlanmalıdır. Başlangıç bolus sıvı tedavisi ile herhangi bir ilerleme saptanmazsa acil bir şekilde 20 ml/kg ile sıvı tekrarlanmalıdır.
 Hala sıvı tedavisine yanıt yoksa eritrosit transfüzyonu çok hızlı bir şekilde yapılmalı ve acil cerrahi girişim düşünülmelidir.
 İki veya daha fazla kristaloid sıvı bolusu verilen çocuğa genellikle acil kan transüzyonu gereklidir.

Eğer bolus tedavi kan basıncı ve perfüzyonda sürekli bir iyileşme sağlarsa, NS veya RL solusyonu 5 ml/kg/ saat hızında birkaç saat süreyle infüzyon olarak devam edilmelidir.

 Eğer çocuk stabil seyrederse, IV infüzyon hızı idame olarak aşağıdaki listede görüldüğü şekilde ayarlanır ve NS veya RL solusyonu yerine standart idame sıvılara geçilir.
Aşağıda kiloya göre gereken sıvı tedavisi listelenmiştir:

 • Ağırlık= 10 kg: 100 ml/kg (24 saatte)
• Ağırlık= 10-20 kg: 1000 ml + 10 kg üstü her bir kg için 50ml/kg (24 saatte)
 • Ağırlık= >20 kg: 1500 ml + 20 kg üstü her bir kg için 20 ml/kg (24 saatte)

Özellikle travmatik beyin yaralanması olan olgularda hipertonik salin tedavisi kullanımına karşı giderek artan bir ilgi vardır. Hipertonik salin uygulaması serum osmolaritesini arttırır, suyun intersitisiyal ve intraselüler alandan vasküler alana yer değiştirmesini sağlar ve beyin ödemini azaltırken perfüzyonunun artmasını sağlar. %3 sodyum klorür çözeltisi, venöz damar hasarını önlemek için saatte 0.1-1 ml/kg infüzyon şeklinde santral ven yoluyla verilir.
 Hedef serum sodyum değeri 145 ile 155 mEq/L olmalıdır. Bu yaklaşım güvenli olmakla birlikte bu yaklaşımın üstüne çocuklarda kesin bir çalışma yoktur.


Pediatrik travma hastasının tedavisinde birincil bakıyı aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
• Hava Yolu: çene itme ile aç; aspire et; solunum yetmezliği veya dekompanse şokta entübe et.
 • Solunum: ek oksijen desteği; solunum yetmezliği varsa ventilasyon desteği; pnömotoraks için iğne veya tüp torkostomi.
• Dolaşım: kanayan yeri yükselt ve baskı uygula; damar yolu sağlanması (perirefal, santal, interosseöz); 20ml/kg NS veya RL sıvısı ile resüte et; 40 ml/kg kristaloitten fazla ihtiyaç varsa eritrosit transfüzyonu başlanmalı.
 • Engellilik: bilincin, pupil yanıt ve motor yanıtın değerlendirilmesi; GKS skoru hesaplanması.
• Maruziyet: giysilerin uzaklaştırılması; çocuk ve bebeğin sıcak tutulması.


milli pediatri klavuzu

15 Haziran 2019 Cumartesi

çocuklarda CPR

Bebek ve çocuklar uyaranlara yanıtsız, solumuyor veya gasping yapıyorsa, sağlık çalışanları 10 sn içinde nabız alamazlarsa veya nabzı değerlendiremezlerse veya “kalp atımı 60/dk altında, yeterli solutma ve oksijenizasyona rağmen dolaşım bozukluğu bulguları devam ediyorsa” kalp masajına başlanmalıdır.
Dolaşım bozukluğu ile birlikte olan bradikardide de (60/dk altı) kalp masajı endikasyonu olmasının nedeni bozulmuş dolaşımla birlikte yetersiz kalp atımının, birazdan kalp durmasının gerçekleşeceğinin göstergesi olmasıdır.

 Bu durumda 30 sn.lik süre ile %100 O2 verilerek uygulanan balon maske ile solutma sonucunda bradikardi ve dolaşım yetersizliği devam ediyorsa yetersiz dolaşıma göğüs basısı ile destek vermek zorunlu hale gelmektedir.

  Göğüs basısı iki meme başını birleştiren çizginin hemen altına ve göğüs ön arka çapının 1/3’ü kadar derinlikte, bebek ve çocukta en az 100/dk hızında uygulanır. Ksifoide bası yapılmamalıdır. Göğüs basısının etkinliği, arteriyel nabızların (brakiyal, karotid, femoral) palpe edilmesi ile anlaşılır

Yüksek kalitede kardiyopulmoner resüsitasyon için göğüs basılarında dikkat edilecek temel noktalar şunlardır:

 * Göğüs basıları kuvvetli yapılmalıdır. Etkili göğüs basısı için göğüs ön-arka çapının en az 1/3’ü kadar bası uygulanmalıdır. Bu da bebekler için 4 cm, çocuklar için 5 cm derinliğinde olmalıdır.
* Göğüs basıları hızlı yapılmalıdır. Dakikadaki göğüs bası sayısı en az 100 olmalı, fakat 120’yide geçmemelidir.
 * Her bası sonrasında göğüsün kalkmasına izin verilmelidir. Böylece kalbin venöz doluşu sağlanmış olacaktır.
* Göğüs basılarına mümkün olduğunca ara verilmemeli
* Uygulayıcı her 2 dk’da bir değişmeli
*  Aşırı solutmaktan kaçınılmalıdır.

Hastada ileri havayolu (entübasyon veya kombitüp/laringeyal-maske ile havayolu gibi…) elde edildikten sonra solutma esnasında göğüs basısına ara verilmesine gerek yoktur.
Göğüs basısı dakikada en az 100, en fazla 120 olacak şekilde yapılmalı ve solutma ise dakikada 8-10 olacak şekilde uygulanmalıdır.

Kalp masajı gerektirmeyen, sadece solunum yetmezliği olan süt çocuğu ve çocuklarda solunum hızı: 12-20/dk (yaklaşık 3-5 saniyede bir solunum), erişkinlerde ise 10-12 solunum/dk (yaklaşık her 5-6 saniyede bir solunum) olmalıdır. Hiperventilasyondan kaçınılmalıdır.

Kaflı trakeal tüpler bebek ve çocuklarda güvenli ve etkilidir.

* Kaflı trakeal tüp iç çapı:

#  Bebeklerde (  ≥3,5 kg ve  <1 yaş)=  3,0 mm

 # 1-2 yaş arasındaki çocuklarda = 3,5 mm

#2 yaşından sonra =  (yaş/4) + 3,5     formülü hesaplanmalıdır.

  Kaflı trakeal tüp kaf basıncı 20 mmHg’yı geçmemelidir.

** Kafsız trakeal tüp seçiminde, kaflı trakeal tüpte belirtilen yaş ve formüle göre 0,5 mm büyük boyutta tüp seçilmelidir.

 Entübasyon esnasında hesaplanan trakeal tüpün 0,5 mm daha küçük veya büyük olanı da hazır bulundurulmalıdır.



 Trakeal tüpün ilerletilme mesafesi (ağız köşesinden midtrakeaya kadar):

 >2 YAŞ (cm) =  [Yaş (yıl)] / 2) +  12 veya  3 x trakeyal tüp iç çapı .


Pediatrik resüsitasyonda kardiyak arrest sonrası kendiliğinden dolaşım sağlandığında yüksek konsantrasyonda oksijenin vereceği hasarın önlenmesi için, satürasyon > %94 olacak şekilde oksijen konsantrasyonu azaltılmalı ve en kısa sürede nemlendirilmiş oksijen kullanılmalıdır.

DEFİBRİLASYON:

Bebek ve çocuklarda ventriküler fibrilasyon ya da nabızsız ventriküler taşikardide uygulanacak defibrilasyon başlangıç enerji dozu 2 J/kg seçilebilir.
 Tekrar dozlarında 4 joule/kg’dan (en yüksek 10 J/kg veya erişkin dozu) daha yüksek dozlar, özellikle bifazik defibrilatör kullanıldığında güvenli ve etkili olabilir.

Senkronize kardiyoversiyon, taşiaritmisi olan (SVT, nabızlı VT, atriyal flatter), kardiyovasküler yönden bozulmuş zayıf perfüzyon, hipotansiyon veya kalp yetersizliği olan hastalara uygulanır. Uygulanacak ilk doz 0,5-1 J/kg’dır.
Eğer ilk uygulamadan sonra taşikardi hala devam ediyorsa doz 2 J/kg’a çıkartılır.
 Elektif uygulamalarda hastalara sedasyon/analjezi sağlanmalıdır.

 Şok tedavisine dirençli veya tekrarlayan ventriküler fibrilasyon ve nabızsız ventriküler taşikardi tedavisinde ilk tercih amiodaron (5mg/kg yarım saatlik infüzyon) yoksa lidokain (1 mg/kg yavas infüzyon) düşünülebilir.


Otomatik eksternal defibrilatörler (OED) 1 yaşından büyük çocuklarda güvenle ve başarı ile kullanılabilir.
1-8 yaş arası hastalarda çocukluk dönemine uygun doz (50 J) verebilen cihazlar kullanılmalıdır. Eğer çocukluk dönemine uygun doz verebilen OED cihazı veya manual defibrilatör yoksa o zaman erişkin tip OED cihazları kullanılabilir.
 OED’nin 1 yaşın altında kullanımı ile ilgili olgu bildirimleri bulunmaktadır. Ancak rutin kullanımı için veriler yetersizdir.


14 Haziran 2019 Cuma

İnek sütü alerjisi

inek sütü alerjisi kliniği:


Kusma , ishal, kabızlık, kanlı kaka,  izole reflü, 
Egzema , ürtiker, kaşıntılı döküntüler,
Sık bronşiolit atakları, wheezing,
Büyüme gelişmede duraklama
En ciddisi anaflaksi.

Çoklu besin alerjisi varsa diyet düzenlemesi  daha zordur.
Şüpheli besin varsa azar azar denenebilir. ama Anaflaksi öyküsü varsa evde denenmemeli.
İnek sütü alerjinde %13- 20 dana etine alerji,
Dana eti alerjisi varsa %90 ine sütüne alerji vardır.

Fındık fıstık balık deniz  ürünleri alerjisi ömür boyu kalır,
 İnek sütü  alerjisi 3 yaş,  yumurta 5 yaşta düzelir.

İsa genelde alerjik yürüyüş adımıdır , ardından astım rinit görülebilir.

anne emzirirken bebekte semptom yoksa anneye diyet vermeye gerek yok.
 Eğer anne sütü yoksa bebek te riskli gruptaysa ( ailede öykü, kardeşte İSA,  atopik dermatit vs..) 
bebeğe mama veriliyorsa HA mama vermek uygun olur. Ama bebekte İSA varsa HA mama verilmez ,aa bazlı mama verilir.

sp İgE yüksekse anaflaktik acıdan daha risklidr ,klinikle sp İgE yükekliği korele değildir. negaitf olması İSA yi ekarte ettirmez .

Prof.Dr.Haluk Çokuğraş sunumu

Çocuklarda Temel Yaşam Desteği Konusunda 2015 Güncellemeleri Neler Getiriyor?


CPR da 2010 yılında A-B-C önerilirken , 2015 te C-B-A göğüs basısı-havayolu açılması-solutma. şekline döndü..

CPR’nin yeterliliğini belirleyen 5 bileşen bulunmaktadır:
• Yeterli hızda göğüs basısı yapıldığından emin olunması
• Yeterli derinlikte göğüs basısı yapılması
• Basılar arasında göğsün tamamen eski haline gelmesi
• Göğüs basıları arasında mümkün olduğu kadar az ara
verilmesi
• Aşırı solutmadan kaçınılması


Önceki rehberde çocuklar için uygulanması önerilen göğüs basısı sayısı dakikada 100 iken, bu rehberde göğüs basılarının 100-120/dk olarak uygulanması önerilmiştir.

Buna karşılık bir kurtarıcı varlığında 30 göğüs basısına karşılık 2 solutma, birden fazla kurtarıcı
varlığında 15 göğüs basısına karşılık 2 solutma şeklindeki önceki rehberde yer alan öneride değişiklik yapılmamıştır.

Doğumdan ergenlik başlangıcına dek olan çocukluk yaş grubunda bası derinliğinin göğüs ön-arka çapının en az üçte biri kadar olması sağlanmalıdır.
 Bu, bebekler için yaklaşık 4 cm, çocuklar için yaklaşık 5 cm kadardır (Sınıf IIa).
 Ergenlik belirtilerinin görülmeye başlanmasından sonra erişkindeki gibi en az 5 cm, en fazla 6 cm bası derinliği önerilmektedir (snıf I).

Çocukluk dönemi kardiyak arrestlerin çoğunlukla asfiksiye bağlı olması, etkili KPR’nin önemli bir parçası olarak solutmanın uygulanmasını gerektirmektedir.
 Buna karşılık, arrestin birincil olarak kardiyak etiyolojiye bağlı olduğu arrestlerde sadece göğüs basıları yapılarak KPR uygulamanın etkili olduğu göz önüne alınarak, kurtarıcı solutmak istemiyor ya da yapamıyorsa, hiç birşey yapmaması yerine sadece göğüs basılarını uygulaması önerilmektedir (SınıfI)


Sonuç :
AHA tarafından 2015 yılında yayımlanan çocuklarda canlandırma rehberindeki başlıca yeni öneri, tek kurtarıcı varlığında, eğer yapılabiliyorsa canlandırmaya başlamayla beraber telefonun hoparlörünü kullanarak aynı zamanda yardım çağırma önerisi olmuştur. 
Canlandırmanın sıralamasının C-A-B şeklinde başlatılması önerisi önceki rehberdeki gibi yine önerilmiştir.
 Göğüs bası derinliği, bası ve solutma hızları ile ilgili olarak davranış değişikliğini gerektirecek yeni bir öneri getirilmemiştir. 
Göğüs bası sayılarıyla ilgili olarak yeni rehberde yer alan dakikada 100-120 bası önerisi, önceki rehberin dakikada en az 100 bası önerisiyle örtüşür görünmektedir. 

Halktan kişiler tarafından sadece göğüs basıları uygulanarak KPR yapılabileceği, ancak en uygun olanın bası ve solutmanın ardışık uygulandığı KPR olduğu vurgulanmıştır




CAYD 2015;2(3):103-10

13 Haziran 2019 Perşembe

emziren annenin kullanabileceği ilaçlar

antibiyotikler:
Penisilin
Amoksisilin
Klavulonik asit
Makrolid
 Sefalosporinler
 Aminoglikozid
Metronidazol
Sülfonamid

TMP-SMZ (   ancak Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz Eksikliği olanlarda kullanılmaz)
Eritromisin ( Miadında bebeklerde kullanılabilir)

Kloramfenikol  X Kullanılmaz
Tetrasiklin  X Kullanılmaz

kinolonlar  X kontrendike

diğer:
 parasetamol,
iburofen
heparin
famotidin
 albuterol
levotroksin


sedim yüksekliği

sedim> 100 mm/sa:
Streptokoklarla oluşan infeksiyonlar
Piyelonefrit
İ.Endokardit
milier tbc
Baş ve boyunda yumuşak doku enfeksiyonları
Artrit
Perfore apandisit
Kawasaki hastalığı
Kollajen doku hastalığı
Eritema nodosum
ALL
Nefrotik sendrom
ilaç duyarlığı

SVT supra ventriküler taşikardi



SVT’de çocukta  baş dönmesi, çarpıntı hissi, halsizlik olabilir  veya bebeklerde  ağlama ve huzursuzluk görülebilir.
SVT’nin sinüs taşikardisinden farkı: aniden normalin çok üzerine çıkar,  aniden normale iner



EKG de :  P dalgası bazen QRS’ten önce, bazen sonra ,bazen de QRS’in içindedir,  QRS normaldir  

KTA >180-200/dk’

 Hasta hemodinamik açıdan stabil, bilinci açık, nabızlar palpabl, kapiller dolum zamanı normal, tansiyonu normal ise  önce vagal manevralar denenir.:  Hastanın yüzüne öncelikle buz küplerinden soğuk uygulama yapılır. Yanıt alınamazsa öğürme refleksi uyarılması, mideye bası, ıkındırma , balon şişirme, ince bir çubuk içine üfleme gibi vagal manevralar denenebilir. Gözlere bası önerilmemektedir. 

Yanıt alınamassa kalbe yakın bir damar yolu açılıp ADENOZİN  0,1 mg/kg/doz’dan hızlı puşe , ardından hemen 2-4 ml serum fizyolojik puşe verilir. 
Gene yanıt yoksa 0,2 mg/kg (  0,3-0,4 mg/ kg’a kadar çıkılabilir.) ikinci doz verilir. 
Bir kerede verilecek Adenozin dozu max.  ilk doz  6mg , ikinci doz 12 mgdır.

Tekrarlanan dozlara rağmen yanıt alınmayan hastalara 0,1 mg/kg metoprolol (max. 5 mg) 3-4 dk.da İV yavaş infüzyon verilebilir.


Yine de yanıt alınamazsa ve hemodinamik bozulma bulguları ortaya çıkarsa hastaya 0,5-1 joule/kg  senkronize kardiyoversiyon uygulanır. 

Hemodinamik durumu bozulmuş olan hastalara direkt kardiyoversiyon uygulanabilir.

DEFİBRİLASYON UYGULAMASI



Kaşıklar: 
anterolat. :orta axiller apex -sternum sağı klavikula altı
anteropost. : sternum sol alt - sol skapula altı..

bebek <10 kg  ve < 1yaş : 4.5 cm.
>10 kg : 8-10 cm  erişkin kaşığı

2-4 joule / kg.  
kaşıklar mutlaka elektord jeli ile ıslatılmalı. 
ve sağlık personeli güvenliği için önlem , sedyeye değmemeli




10 Haziran 2019 Pazartesi

yenidoğanda hipo-hiperkalsemi

 Yenidoğanda geçici hipokalsemi ya da hiperkalsemi
Serum kalsiyum düzeyi doğum sonrası ilk hafta içinde 7,6–11,3 mg/dL iken,

birinci ayda 8,6–11,8 mg/dL düzeyine ulaşmaktadır.

 a) Geçici hipokalsemi:

Erken doğum, düşük doğum ağırlığı, SGA, asfiksi, gebelik toksemileri, annede diyabet, annede hiperparatiroidi, annede D vitamini eksikliği, gebelikte aşırı kalsiyum yüklenmesi, inek sütü ile beslenme, kan değişimi, fototerapi, aminoglikozit antibiyotikler, antikonvulzan ilaçlar, osteoporoz, asidoz tedavisinde bikarbonat kullanımı, rotavirus enfeksiyonu, hipomagnezemi
geçici hipokalsemi nedenleri olarak bilinmektedir.

Klinik tablo erken doğan bebeklerde 7 mg/dL, zamanında doğan bebeklerde 7,5 mg/ dL altında ortaya çıkar.

 Belirti ve bulgular arasında apne, taşikardi, siyanoz, beslenme güçlüğü, kusma (pilor spazmı nedeniyle), irritabilite, fasial-larengospazm, tetani, hiperakuzi, sıçrama ve irkilme nöbetleri, fokal ya da generalize epilepsi sayılabilir .

 Tanı için serum kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, magnezyum, parathormon, D vitamini, BUN, kreatinin, idrarda kalsiyum/ kreatinin oranı, serum albümin düzeyleri ölçülür.

Bazı D vitamini eksikliği olgularında psödohipoparatiroidi tablosu gözlenebilmektedir.

Tedavide kalsiyum puşe edilmez, hipokalsemi derecesine göre günlük sıvısına 2,5 mL/kg, 5 mL/kg ya da 7,5 mL/ kg % 10’luk kalsiyum glukonat eklenir .

Vitamin D eksikliği olgularında günlük 1 000–1 500 Ü D vitamini 6–8 hafta verilir.

 Magnezyum düşükse % 15’lik magnezyum sülfat 0,4 mL/kg dozunda infüze edilir, gerekirse tekralanır

 b) Geçici hiperkalsemi: 

Yenidoğan döneminde total kalsiyum 11 mg/dL, ya da iyonize kalsiyum 5,6 mg/dL üzerinde ise hiperkalsemi tanısı konur.

 Kalıcı ve genetik nedenler dışında, fosfat eksikliği, anne-yenidoğanın yüksek doz A ve D vitamini alması, annede hipoparatiroidi, annede psödohipoparatiroidi sonucu hiperparatiroidi gelişimi, deri altı yağ dokusu nekrozu, laktaz eksikliği, ağır hipotiroidi, tirotoksikoz, birincil adrenal yetmezlik, Down sendromu, IMAGe sendromu, indometazin, parenteral besleme solusyonlarına aşırı kalsiyum katılması, prostaglandin-E kullanımı, immobilizasyon
 geçici hiperkalsemi nedenleri arasında sayılmaktadır .

Klinik tablo genelikle siliktir.

 Çoğu olgu laboratuvar çalışmaları sırasında tanı almaktadır.

Tanısal çalışmalarda serum kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, parathormon, A ve D vitamini, BUN, kreatinin, albümin, asit-baz dengesi, idrarda kalsiyum/ kreatinin oranı, akciğer, el bilek ve uzun kemik grafileri değerlendirilir.

Ayrıca anneden kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, parathormon A ve D vitamini düzeyleri ölçülür.

Maternal hipoparatiroidi bebeklerinde geçici normokalsemik hiperparatiroidi olabileceği akılda tutulmalıdır.

Tedavide kalsiyum ve D vitamini alımı kesilir, fosfat desteği verilir.
Diürez, kortikosteroid başlanır, ağır olgularda ağızdan ya da damardan bifosfanatlar verilir


Turk Pediatri Ars 2019; 54(1): 3–12




YENİDOĞANDA HİPO-HİPERTROİDİ

Geçici hipertiroidizm:

Annede Graves, Hashimoto varlığı , yüksek doz tiroksin kullanımı,
iyotlu antiseptikler geçici tirotoksikoz tablosu yapabilirler.
Ayrıca biotin tedavisi alan bebeklerde klinik bulgular olmamasına karşın ölçüm yöntemleri ile etkileşim nedeni ile tiroid hormon düzeyleri yüksek ölçülebilir..

En sık neden annenin Graves hastalığıdır.
Tanıda serbest T3 (sT3), serbest T4 (sT4) yüksek, TSH baskılı saptanır.
Kanda polistemi, trombositopeni, hipoglisemi, AST, ALT ve bilirubin yüksekliği gözlenir.

Bebekte intauterin büyüme geriliği, karaciğer ve dalak büyüklüğü, lenfadenopati, uzayan akrosiyanoz, kraniosinostoz, mikrosefali, periorbital ödem ve guatr saptanır.
Diğer belirtiler ve bulgular; canlı bakış, ekzoftalmus, abartılı Moro ve diğer refleksler, iştah artışı, tartı alamama, sık dışkı yapma, kusma, ateş, taşikardi, terleme, sistolik hipertansiyon, supraventriküler taşikardi, kalp yetersizliği, pulmoner hipertansiyon ve şilototaks olarak saptanır


Kord kanında ve yenidoğanda TSHR antikorlarının yüksek bulunması tanıyı kesinleştirir.
 Ayırıcı tanıda doğuştan viral enfeksiyonlar, sepsis, doğuştan kalp hastalıkları, narkotik kesilme tablosu akla gelmelidir. Olgular infantil kolik tablosu ile karışabilir.





b) Geçici hipotiroidizm:

Dünyanın bir çok ülkesinde doğuştan hipotiroidi tarama programlarının başlatılmasıyla birlikte hipotiroidi olgularında artış yaşanmaktadır.
Tarama ile ya da hormon ölçümleriyle tanı alan olguların bir kısmı geçicidir .

 Yenidoğan geçici hipotiroidisi nedenleri :

a. Birincil hipotiroidi :
İyot eksikliği İyot yüklenmesi Annede hipotiroidi Annenin metimazol, propiltiurasil, lityum, D-pensilamin kullanımı
Erken doğum, düşük doğum ağırlığı, intrauterin büyüme geriliği

b. Santral hipotiroidi:
Dopamin, oktreotid, kortikoid, morfin ürünleri kullanımı
 Kritik hastalık tablosu
Kardiopulmoner by-pass sonrası
Derin hipotermi uygulanması
Tedavi edilmeyen Graves’li anne bebekleri.

Bebeklerde etiolojiye yönelik öykü alınır,
 sT3, sT4 TSH, tiroglobulin ve idrarda iyot ölçümleri yapılır.
Tiroid ultrasonografisi ve tiroid sintigrafisi yapılır.

Venöz kan TSH değeri <6 mU/L ise normal kabul edilir,
 6–20 arasında ise izlenir ve 2 hafta sonra kontrol edilir,
TSH  >20 ise tedavi başlanır.



Turk Pediatri Ars 2019; 54(1): 3–12

YENİDOĞANDA HİPO VE HİPERGLİSEMİ

a) Yenidoğanın geçici hipoglisemisi:

Yenidoğanın hipoglisemi tanımı için farklı rakamlar önerilmekle birlikte Amerikan Pediatri Akademisi Fetus ve Yenidoğan Kurulu,
doğum sonrası ilk 4 saatte 40 mg/dL,
4–24 saatler arasında 45 mg/dL
değerlerini hipoglisemi olarak belirlemiştir.

  Klinikte tremor, jitteriness, terleme, irritabilite, takipne ve solukluk;
 nöroglikopenik belirtiler olarak ise emmede bozulma, zayıf tiz sesle ağlama, letarji, koma, hipotoni ve konvulziyon gözlenir.
Tedavide önce hasta ağızdan beslenir, 30 dk içinde toparlanma olursa devam edilir,
diğer olgulara %10 dekstroz 2 mL/kg 1 dk içinde ven içine verilir,
konvulziyon varsa 4 mL/kg verilir, peşinden 6–8 mg/kg/dk dozunda glukoz damardan verilir.

b) Yenidoğanın geçici hiperglisemisi:

 Yenidoğan bebeklerde tam kan şekerinin 125 mg/dL, plazma glukoz düzeyinin 150 mg/dL üzerinde olması hiperglisemi olarak tanımlanmaktadır .
 Erken doğan bebeklerde daha sık gözlenir ve bu bebeklerde ilk haftada hipoglisemiyi izleyerek hiperglisemi ortaya çıkmaktadır, en sık neden glukoz ve lipid infüzyonudur.

Stres oluşturan sepsis, nekrotizan enterokolit, beyin kanaması, konvulziyon, hipernatremi, terapötik prematüre erken doğum, cerrahi girişimler kan şekerini yükseltir.
 Mantar enfeksiyonları hiperglisemi varsa daha sıktır, ayrıca hiperglisemi oluştururlar.

Annenin diazoksit kullanımı; bebeklerde teofilin, steroidler, fenitoin, vazoaktif ilaçlar hiperglisemi nedeni olabilir. 

 Hiperglisemi enfeksiyonlara yatkınlık oluşturur, oksidatif stresi artırır, erken doğan bebeklerde bronkopulmoner displazi, hastanede uzun süre kalma, ölüm ve retinopati için risk etmeni olabilir.

Yenidoğanda hipergliseminin osmotik diürez, elektrolit dengesizliği ve ventrikül içi kanama riskini artıran düzeyinin 360 mg/dL olduğu düşünülmektedir.
Tedavide ilk basamakta glukoz verilme hızı azaltılır, ancak 4–5 mg/kg/ dk’nın altına inilmez.


 İnsülin tedavisi 0,01–0,02 Ü/kg/ saat dozunda başlanır, 0,01 Ü arttırılarak en fazla 0,1 Ü/ kg/saate çıkılabilir.
Amaç infüzyon hızını plazma glukozunu 150–200 mg/dL arasında tutacak şekilde ayarlamaktır. Plazma glukozu 180–200 mg/dL ise infüzyon %50 azaltılır,
180 mg/dL’nin altına inerse infüzyon durdurulur,
150 mg/dL’nin altında ise glukoz dozu 2 mg/kg/dk artırılabilir.
 Tedavi sırasında plazma glukozu 30–60 dk aralıklarla ölçülerek infuzyon dozu ayarlanır.

 İnsülin 50 mL solusyona 25 Ü/kg olarak eklenir ve bu sıvıdan 0,2 mL/saat verilirse 0,1 Ü/kg/saat insülin dozuna karşılık gelmektedir .



Turk Pediatri Ars 2019; 54(1): 3–12

DİABETİK KETOASİDOZ

TANI:

Hiperglisemi (kan şekeri >200 mg/dl veya >11 mmol/L)
Metabolik asidoz (venöz pH< 7.3 veya HCO3<15 mmol/L)
 Belirgin ketozis (ketonemi ve ketonüri)


Hafif DKA: pH <7.3 veya HCO3 <15 mmol/L
 Orta DKA: pH <7.2, HCO3 <10 mmol/L
 Ağır DKA: pH< 7.1, HCO3 <5 mmol /L


YENİDOĞANDA EMA SEPSİS SKORLAMASI


Vücut ısısı: >38,5ºC veya <36°C’den az olması veya ısı düzensizliği

 Solunumsal: Apne, takipne, artmış oksijen ve ventilasyon ihtiyacı

 Kardiyovasküler: Bradikardi, taşikardi veya ritim düzensizliği

İdrar <1 ml/kg/saat

Hipotansiyon, Bozulmuş periferik perfüzyon

 Gastrointestinal: Beslenme intoleransı Emmede azalma Abdominal distansiyon

Cilt ve ciltaltı lezyonlar: Peteşi Sklerem

Non-spesifik: İrritabilite Letarji Hipotonisite

Laboratuvar Bulguları :

Lökosit sayısı: <4000/ mm3 veya >20.000/mm3
İmmatür/total nötrofil oranı: ≥0,2
Trombosit sayısı: <100.000/ mm3
CRP >15mg/L (1,5 mg/dL) veya
prokalsitonin ≥2 ng/mL
Kan şekeri izlemi (en az 2 kez): Hiperglisemi (>180 mg/dL veya 10 mMol/L) veya Hipoglisemi (<45 mg/dL veya 2,5 mMol/L)
 Metabolik asidoz: Baz açığı >10 mEq/L veya
serum laktat >2 mMol/L

6 klinik kategoriden en az ikisinde ve
6 laboratuvar kategorisinden en az ikisinde pozitiflik klinik sepsis olarak değerlendirilir.

 Postnatal 44 haftaya kadar kullanılabilir.

 European Medicines Agency (EMA), Report on the Expert Meeting on Neonatal and Pediatric Sepsis, 2010

YENİDOĞAN SEPSİSİNDE LABORATUVAR

Hemokültür altın standart.
Pozitif hemokültür  tanı koydurur,  negatif kan kültürü sepsisi ekarte ettirmez.

Lökositoz %50 vakada görülür. tanıda değeri sınırlıdır..
WBC: İlk 24 saat için 30.000/mm3 ,daha sonra 20.000/mm3 e kadar normaldir.

Nötropeni varlığı nötrofiliden daha değerlidir.

İmmatür nötrofil sayısının total nötrofil sayısına oranı (İ/T oranı) yenidoğan sepsisi için en duyarlı göstergedir.
 İ/T oranının özellikle negatif öngörüsel doğruluğu yüksektir. 
Normal değeri doğumda 0,16 iken 60. saatte 0,12’ye düşer;
İ/T > 0,2 olması sepsis için anlamlıdır..

 Bakteriyel enfeksiyonu olan bebeklerin %50’sinde trombosit sayısı < 100.000/mm3 .

C-reaktif protein (CRP):
 Enfeksiyon başlangıcından 4-18 saat sonra ölçülür düzeye erişir ve 8- 60 saatte pik yapar. 
Serum yarılanma ömrü 24-48 saattir. 
Tedaviye yanıt olarak 5-10 günde normale iner ve tedavi yanıtının değerlendirilmesinde kullanılır. Yenidoğanda normali <1 mg/dl.
Annede ateş, EMR, zor doğum, perinatal asfiksi, steroid kullanımı gibi durumlardan etkilenebilir.
  12-24 saat aralıkla ölçümlerde CRP artışı, enfeksiyon tanısında yardımcıdır. Seri bakılan CRP negatif ise sepsis tanısı dışlanır.

Prokalsitonin (PCT): 
Doğum sonrası 24. saatte pik yapar. (1,5-2,5 ng/ml),
 postnatal 48-72. saatte 0,5 ng/ml’nin altına düşer. 
Endotoksinle karşılaşma sonrası 2-4 saat içinde yükselmeye başlar, 6-8. saatlerde pik yapar ve en az 24 saat o düzeyde kalır. 
72. saatten sonra 2- 2,5 ng/ ml üzerinde olması enfeksiyon düşündürmelidir. 

Doğum sonrası artması, preeklampsi, koriyoamniyonit, doğum asfiksisi, kafa içi kanama ve hipokside de artabilir.

İnterlökin-6 (IL-6): 
Bakteri yapılarıyla karşılaşma sonrasında hızla, CRP’den önce yükselir, antibiyotik tedavisine başlanıp inflamatuvar cevap azaldıkça da yine hızla, genellikle 24 saatte normale döner. 
Yüksek negatif öngörüsel doğruluğa sahiptir. 
Eşik değeri 10-500 pg/ml aralığında bildirilmiştir.


Bir bebekte lökopeni, nötropeni,  İ/T nötrofil >0,2,  CRP >1,0 mg/dL,   PCT >2 ng/mL, trombosit sayısı <100.000/mm3 olması sepsis tanısı için anlamlıdır.

8 Haziran 2019 Cumartesi

SENKOP

Senkop, postural tonus kaybıyla giden ve kendiliğinden düzelen ani, kısa, geçici bilinç kaybıdır. Bu tablo, adolesan dönem başta olmak üzere tüm yaş gruplarında görülebilmekte ve çocukların %15-50’sinin adolesan dönemi bitmeden senkop geçirdiği bildirilmektedir.

 Çocukluk çağındaki senkopun en sık nedeni vazovagal senkop olup, acile senkop nedeniyle başvuran çocukların yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Tipik klinik tabloyu senkopu uyaran bir faktör ve prodrom bulguları oluşturur. Ayağa kalkma, korku, stres (fiziksel veya emosyonel), kan alınması, kan görme, heyecan, ağrı ve hatta bazı refleks uyaranlar (çiğneme, idrar yapma, saç tarama) tetiği çeken faktörler olarak bilinmektedir.
Senkop sırasında hastalar hemen daima ayaktadır ve bulantı, terleme, solukluk, fenalık hissi, görsel değişiklikler (görme keskinliğinde azalma, çift görme) gibi prodromal semptomlar bulunur. Patogenezinde, emosyonel faktörlere bağlı olarak artan katekolaminler sorumlu tutulmaktadır. Kalbin aşırı kasılması ve kalpteki mekanoreseptörlerin uyarılmasıyla paradoks refleks oluşarak sempatik sistem inhibe, parasempatik sistem ise aktive olmaktadır. Böylece periferik vasküler direnç azalmasıyla hipotansiyon, bradikardi ve senkop gelişir.
Senkop genellikle çok kısa (20- 30 saniye) sürer. Atağın bitmesi ile bilinç hemen açılır. Ancak bulantı, solukluk, terleme gibi bulgular devam edebilir.
Tanı; tetikleyici faktörler ve prodromal bulguların öyküde varlığı, tipik klinik bulgular ve diğer nedenlerin dışlanması ile konur. Şüphe halinde “Tilt” testi tanıda yardımcıdır. Atakların büyük bölümü kendiliğinden son bulduğundan prognozu iyidir.
Vazovagal senkop sırasında hastanın sırt üstü yatar pozisyonda iken ayaklarının yukarı kaldırılması ile beyne giden kan akımı arttırılmaya çalışılır. Tekrarlayan vazovagal senkop ataklarını engellemek için aşağıdaki öneriler sunulur:
  Sıvı alımını arttırmak (yaklaşık 30-50 ml/kg/gün)
 Tuzlu yiyecekler (kraker…)
 Kafeinli ürünlerden uzak durma
Ayakta uzun süre kalınacaksa venöz göllenmeyi önlemek için bazı hareketler yardımcı olabilir; eğilip dizleri tutmak, ekstremite kaslarını kasma, parmak uçlarında yükselme, kollarını katlama, bacaklarını çarprazlama...

Hipoglisemi:
Hipoglisemik çocukta sıklıkla önce güçsüzlük, açlık hissi, terleme gözlenir. Kan şekeri düştükçe taşikardi, ajitasyon, tremor, konfüzyon ve bilinç kaybı gelişir.

KARDİYAK SENKOP:
 Çocuklarda daha nadir olmasına karşın ani ölüm riski nedeniyle mutlaka dışlanmalıdır. Aritmiler veya yapısal kalp anomalilerine bağlı senkoplar olarak iki grupta ele alınırlar. Her iki gruptada serebral perfüzyonu korumak için yeterli kardiyak atım sağlanamamaktadır. Bu sisteme ait senkoplar egzersiz sonrasında gelişen çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi bulgularla birlikte görülebilir. Ancak hiçbir belirti vermeden ani olarak gelişebileceği de unutulmamalıdır.


Senkopu başlatan veya uyaran faktörleri tanımlayabilmek için; çocuğun senkop öncesi ve başlangıcındaki pozisyonu, aktivitesi, postural değişikliği ve yüksek sesle uyarılma, egzersiz, ağrı, emosyonel stres, hiperventilasyon varlığı sorgulanır.
• Senkopun tarif edilmesi; senkop başlamadan hemen önce ve sırasındaki çocuğun ifade ettiği bulgular ve olayı görenlerin tanımları not edilir. Özellikle çarpıntı, göğüs ağrısı, anormal motor aktivite, başlangıçta oturmaya çalışma, prodromal bazı bulgular (baş dönme, bulantı, terleme, güçsüzlük, görsel değişiklikler…) araştırılır.

Senkopun değerlendirilmesinde standart olarak tüm hastalara elektrokardiyogram (EKG) uygulanmalıdır. EKG, gerek bazı yapısal kalp hastalıkları gerekse ritm ve ileti bozuklukları hakkında bilgi verir. Ekokardiyogram kalp hastalıklarının tanısında kullanılan uygulaması kolay, noninvazif bir tetkik olup, pratikte rutin olarak senkopun değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.

 Laboratuvar tetkikleri içinde hemen atak sonrasında kan şekeri tetkiki, anemi için hematokrit tayini, menarş gören kızlar için gebelik tetkiki, toksikolojik inceleme kliniğe göre öncelikli tetkiklerdir. Elektrolitleri içeren rutin biokimyasal tetkik, tam kan sayımı, tiroid fonksiyon testleri gibi geniş çalışma istenmekle birlikte olaydan sonraki asemptomatik dönemde nadiren yardımcı olurlar.


noroloji.org.tr

ensefalit

Ensefalitlerde klinikte ateş, baş ağrısı ve bilinç değişikliği olması tipiktir.

Mikroorganizmaya ve beyinde tutulan yere göre bulgular değişebilir.
 Nöbetler, hemiparezi, irritabilite, kişilik değişikliği, istemsiz hareketler ve letarji görülebilir.
 Ağır seyirli ensefalitlerde hızla ilerleyen letarji, koma ve ölüm görülebilir.

HSV ciddi seyirli ensefalitlere yol açar. Temporal lobu tuttuğu için afazi ve fokal konvulziyonlara, ileri dönemde ise sekellere neden olabilir.
 Fokal tutulum yapabilen Enterovirus 71 dışında diğer enteroviruslar genellikle beynin tüm alanlarını tutabilir.
EBV ensefaliti hareket bozuklukları, ataksi ve nesneleri farklı algılama (Alis harikalar diyarında) şeklinde duysal bozukluklara neden olabilir.
Hızlı seyreden ensefalitlerde kuduz hatırlanmalıdır. Kuduz olgularında ısırık alanında ya da komşuluğunda parestezi, ajitasyon, deliryum, nöbetler ve koma görülebilir.
 İnfluenza da bazen oldukça fatal seyirli nekrotizan bir ensefalite neden olabilmektedir.

Pek çok virüs gri cevhere oturarak belirtilere yol açarken (primer ensefalit), kızamık, EBV ve kızamıkçık gibi bazı virüsler de otoimmun reaksiyonu tetikleyerek, beyaz cevherin tutulumu ile seyreden postenfeksiyöz ensefalite (sekonder) ya da akut dissemine ensefalomiyelite (ADEM) neden olabilmektedirler.

Ensefalit şüphesi olan olgulara manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yapılmalıdır.

Elektroensefalogram (EEG), ensefalit tanısını desteklemek için kullanılan önemli bir yöntemdir. EEG nonkonvülzif nöbet aktivasyonunun ensefalitten ayrımı için de yarar sağlar. Ensefalitli çocuk olguların %90’ında EEG anormalliği saptandığı bildirilmiştir.

 BOS incelemesinde, görünüm berrak, basınç normal ya da hafif artmış, hücre 0-500/mm3’de ve lenfosit hakimiyeti olur. İlk 24-48 saatte nötrofil hakimiyeti de görülebilir.
 Ensefalit geçiren çocukların %60’ında BOS’da pleositoz vardır.
HSV ensefaliti ve nekrotizan ensefalitlerde eritrosit görülebilir.
BOS protein ve glukoz değerleri normal ve ya hafif yüksek olabilir.

 BOS Gram boyama, bakteriyel kültür, HSV ve enterovirus PCR her hastadan istenmeli, epidemiyolojik risk faktörlerine göre özel incelemeler ( influenza, mantar ve protozoolar…) planlanmalıdır.

Ensefalitli olguların yakın klinik izlemi gerekir.
Kalp, akciğer, karaciğer fonksiyonları, elektrolitler ve hastanın beslenmesi çok önemlidir.
Bakteriyel bir etken olasılığı dışlanana dek bakteriyel menenjitte kullanılan antibiyotikler başlanabilir.
 Sıvı elektrolit dengesizlikleri düzeltilmeli, konvülziyonlar varsa tedavi verilmelidir.
Beyin ödemi için mannitol, furosemid ve deksametazon kullanılabilir.
HSV ve diğer ciddi seyirli ensefalitlerde asiklovir tedavisinin başlanması önerilmektedir
 Etiyolojide saptanan mikroorganizmalara yönelik spesifik tedaviler düzenlenebilir.

noroloji.org.tr

7 Haziran 2019 Cuma

Organ fonksiyon bozukluğu kriterleri

Organ fonksiyon bozukluğu kriterleri:
Solunum:
 PaO2/ FİO2: <300 (konj kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı yokluğunda) veya
 PaCO2> 65 mmHg veya bazal değerin 20 mmHg ↑ veya
 Oksijen satürasyonunu > % 92 için FİO2 > % 50 olması veya
Mekanik ventilasyon ihtiyacı (invaziv veya noninvaziv)

Nörolojik :
 GKS<11 veya
 Akut bilinç durum değişikliği (GKS > 3 bazale göre düşme)

Hematolojik sistem:
Trombositlerin < 80.000 olması veya
 kronik hematoloji ve onkoloji hastaları için son üç gündeki en yüksek değerine göre % 50 azalması veya
 INR>2

Renal:
 Kreatinin >2 kat artması( yaş için normal üst sınırın) veya
 Başlangıç kreatinin değerinin 2 kat artması

Karaciğer :
Total Bilirubin > 4 mg/dl (Yenidoğan dışı) veya
 ALT’nin yaşa göre üst sınırının 2 katı artması

bebek doğum odasında ilk yapılacaklar




  Doğum salonunun sıcaklığı, mümkünse, ≥ 26 °C da tutulmalı, doğum salonundaki radyant ısıtıcı ve küvöz 15-20 dakika önceden ısıtılmalıdır.

    Her doğumda canlandırmanın başlangıç basamaklarını bilen bir kişi, riskli doğum beklentisinde, NRP eğitimi almış ve canlandırma basamaklarını tam olarak uygulayabilen ikinci kişi bulunmalıdır.

Çoğul gebeliklerde bu sayı, her bebek için iki kişi olacak şekilde ayrı hesaplanmalı.

1.    Term, tonusu iyi ve solunum çabası yeterli olan bebekler sağlıklı doğmuş kabul edilmelidir.                                                                                                        
Özellikle travaysız ve geç prematüre (340/7 - 366/7 hafta arası)  veya erken term (370/7 - 386/7 hafta arası) sezaryen ile doğmuş bebeklerin henüz doğum salonunda iken takipne, dispne bulguları ortaya çıkabilir. 

ILCOR-2015, canlandırma gerektirmeyen tüm term ve prematüre bebeklerde göbeğin en erken 30 saniye sonra klemplenmesini önermektedir

 Aspirasyon her bebeğe yapılmamalıdır, aktif ve solunum çabası iyi olan bebeklerde ağız içi ve burnun steril bir bezle silinmesi yeterlidir  önce ağız sonra burun deliklerinin aspire edilmesi önerilmektedir.

Şiddetli ve derin aspirasyon uygulanmamalıdır. Doğum sonrası ilk dakikalarda arka farinksin uyarımı vagal yanıt oluşturarak, ağır bradikardi ve apneye yol açabilir.

    Term bebekler doğum sonrası, başından başlayarak kuru ve ılık çarşaflarla kurulanmalı, ıslanan çarşaflar bebekten uzaklaştırılmalı, başa kulakları da içine alacak şekilde şapka giydirilmelidir.                                                                                                 
    Term bebekler için anne gövdesi üzerine yatırılarak cilt temasının sağlanması ve sırtının ılık çarşafla örtülmesi de yararlıdır.                                                                         
 <30 hafta doğan prematüre bebekler doğum sonrası kurulanmadan hemen polietilen plastik torbalara alınmalı, başlarına şapka giydirilmeli ve radyant ısıtıcı altına ya da küvözlere konmalıdır.                                                                      

30 hafta prematürelere de uygulanabilir ancak hipertermiye dikkat!

    Göz proflaksisi için henüz uygulanması önerilen ideal bir preparat yoktur.       
    Ülkemizde  %1 azitromisin,  % 0.3 gentamisin ya da % 0.3 tobramisin kullanılabilir.

 Tüm term yenidoğanlara doğumda veya ilk gün 1 mg K1 vitamini İM tek doz olarak uygulanmalıdır. Ülkemizde de, uygulama kolaylığı açısından, şimdilik <1500 g doğanlara 0.5 mg, >1500 g doğanlara 1.0 mg K vitaminin tek doz İM yapılmaktadır.


Solunum çabası yeterli olan ve dispne bulgularının eşlik etmediği yenidoğanlar için ilk dakikalarda siyanozun devam ediyor olması, çoğu zaman sadece postnatal adaptasyona bağlıdır. Bu nedenle hemen oksijen desteğine başlanmamalı, oda oksijeninde solumaya devam etmesi beklenmelidir.




Anafilaksiye Genel Bir Bakış

  Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT   Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...