29 Kasım 2019 Cuma

oseltavimir dozu

 15 kg ve 15 kg’ dan hafif olanlar Günde iki kere 30 mg
15 kg ile 23 kg arası olanlar Günde iki kere 45 mg  (   2 x 4cc  )
23 kg ile 40 kg arası olanlar Günde iki kere 60 mg  ( 2 x 5cc)
40 kg’ dan ağır olanlar Günde iki kere 75 mg (75 mg' lık doz bir 30 mg' lık doz ve bir 45 mg' lık dozun toplamından oluşur

1 CC 12 MG

Gıdaların Bağışıklık Üzerindeki Etkileri

• Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerdeki A vitamini güçlü birer antioksidan.
 Bu besinlerin belirli ölçülerde tüketilmesi hastalıklardan korunmada önemli rol oynar.

 • C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar ve savunma sistemini güçlendirir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol C vitamini içerir.
C vitamini kaybını önlemek için salatalar da meyve suları gibi tüketilmeden hemen önce hazırlanmalıdır.

• E vitamininin en önemli özelliği güçlü bir antioksidan olmasıdır.
Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller E vitamini zenginidir.

• Balık, balıkyağı, fındık ve cevizde bulunan Omega-3 yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir.
Ayrıca zeytinyağı, fındıkyağı gibi sıvı yağlarda bulunan Omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler.

• Çinko, yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını azaltır.
 En iyi kaynakları, kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir.

• Kefir ve yoğurt florayı güçlendirerek gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına karşı direnç oluşturur. Yoğurt prebiyotiktir, yani probiyotiklerin üremesini arttırır.
 Kefir, probiyotiktir ve tümör oluşumunu engeller.
Ayrıca bol miktarda vitamin sentezi yaparlar. Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin diğer B kompleks vitaminlerinin emilimini de arttırır.

• Bal, ağız, boğaz ve bronşlardaki enfeksiyonlarda doğal bir ilaç olarak kullanılır.

• Sarımsağın yapısında bol miktarda su, fruktoz içeren karbonhidratlar, kükürt bileşikleri, protein, lif ve serbest aminoasitler bulunur. Sarımsak ayrıca yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir.

 • Karamürverin meyvelerinden hazırlanan ilaçlar üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaktadır.
 Karamürver, hem bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahip hem de antiviral etkilidir.

Tükettiğimiz gıdaların doğru seçimi ve koruyucu / tedavi edici bitkiler ile bir çok hastalıkla mücadele edebileceğimiz gerçeğini unutmayarak, uzman hekimlerin doğru tedavi yaklaşımları ve günümüz tıbbının imkanları ile daha sağlıklı bir yaşam sürebiliriz.
Hastalıklardan korunma ve tedavide bitkisel tedavilerin ve gıdaların, kullandığımız ilaçlarla etkileşimleri olabileceği, yani ilaçların istenen etkilerini azaltıp, arttırabileceklerini akıldan çıkarmamalıdır. Bu tedavileri uygulamadan önce mutlaka tedaviyi üstlenen hekime danışılmalı.

 Karamürver, zencefil, adaçayı, karabiber ve melisa yapraklarından yapılan çay bağışıklık sistemini güçlendirir. Mürver bitkisinin içerisindeki flavonoidler ve antosiyaninler antioksidan etkisinin yanı sıra bağışıklık sistemini uyarıcı etki gösterir ve vücudun direncini arttırır.

 Ülkemizde yaygın olan ve oğul otu olarak bilinen ve günlük rahatsızlıklardan özellikle uçuk iyileştirici etkisi için kullanılan Melissa Officinalis sulu özütünün uçuk virüsüne karşı antiviral etkisi 2 klinik araştırma ve 3 in vitro çalışma ile araştırmacılar tarafından kanıtlandı. Herpes Labialis virüsüne karşı antiviral etkisi için klinik araştırma ve sırasıyla HIV, Influenza ve Vaksinia virüslerine karşı in vitro çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda melissa kreminin Herpes simplex lezyonlarında şikayetlerin azaltılmasında ve enfeksiyonların tedavi edilmesinde pozitif sonuçlar verdiği gözlenmiştir.

Adaçayının içerdiği uçucu bileşenlerin, ağız ve boğazda yerleşen enfeksiyon ve iltihaplarda (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu biliniyor. Son yıllarda karabiberin içindeki piperidinin santral sinir sistemi üzerinde uyarıcı, ağrı kesici ve ateş düşürücü etkileri de tespit edildi. Ayrıca zeytinyağı, fındıkyağı gibi sıvı yağlarda bulunan Omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler.

Prof. Dr. Gülçin KANTARCI

hematüri

Santrifüje edilmiş idrarda 10 , taze idrarda 5 den fazla eritrosit görülmesidir.
3 idrar incelemesinden en az 2 tanesinde eritrosit görülmeli.
idarda askorbik asit varlığında : yalanci ( -) lik
alkali idrar pH>9 ve perine temizliğinde kull. okside edici maddelerde : yalancı ( + ) lik 

Kırmızı idrar nedenleri: 
hematuri olmaksızın Rifampisin, ibuprofen, böğürtlen , pancar, ürat, porfiri.
kırmızı idrar , dipstikte hem (+) ama erit yoksa : hemoglobinüri, myoglobinüri.

klinik muayenede : 
Ateş ,Ödem , Döküntü , Artrit bulguları, Hipertansiyon ,Kitle , Kostovertebral açı hassasiyeti bakılmalı.

Hematüri Nedenleri:

1- renal/glomeruler nedenler: APSGN, polikistik böbrek , tm, IgA nefropatisi, SLE, Alport Send, HÜS, HSP, vaskülitler, amiloidoz. DM,
2-hematolojik: koagulopatiler, trombositopeni,orak hücre anemisi, renal ven trombozu
3- enfeksiyon: İYE, sistit, tbc, Piyelonefrit,
4-romatolojik: , SLE, HÜS, İgA nefropatisi, HSP
5- diğer:İdiopatik hiperkalsiüri , travma, egzersiz , nefrokalsinozis,  nefrolitiyazis , maling HT ,ATN, analjezikler, menstrulasyon

Lab:
Tam idrar tahlili, İdrar kültürü, İdrarda Ca/Cr, 24 saatlik idrarda protein,Hemogram, koagulasyon testleri , biokimya, kreatinin, Ca, renal USG, immünolojik tetkikler (C3, C4, ASO, ANA, anti‐DNA..)



28 Kasım 2019 Perşembe

aso

Agrubu streptokoksik infeksiyonlu hastalarda ASO yanıtı 1. haftadan sonra başlar ve
3-6 hafta sonra en yüksek düzeye ulaşır.
 6-8 hafta sonra ASO titreleri düşmeye başlar.. Bazen 6 ay kadar yüksek kalabilir
En yüksek ASO titreleri 6-15 yaş arası çocuklarda görülür.
 Streptokoksik tonsillofarenjitte ASO titreleri hızla yükselir. Buna karşın streptokoksik piyodermi ve impetigoda ASO titrelerinde yükselme çok az olur.

27 Kasım 2019 Çarşamba

Bebek ve Çocuklarda Yaygın Kullanılan Bitkisel Destek Ürünleri

1- Ekinezya (Echinacea Purpurea) :
Amerika’da 4-17 yaş arasındaki çocuk ve adölesanlarda yapılan çalışmada en fazla kullanılan bitkisel destek ürününün ekinezya olduğu saptanmıştır (Wu, Wang, & Kennedy, 2013).
Üst solunum yolu enfeksiyonları için profilaktik ve tedavi edici ajan olarak kullanımı önerilmektedir. Fakat profilaktik etkisi için yeterli veri yoktur.
Klinik olarak grip belirtileri başlar başlamaz ekinezya kullanılması, soğuk algınlığı ve/veya gribin şiddetini ve sürecini azaltabilmektedir (Kaye ve diğ., 2012) . İki aydan fazla kullanılması taşiflaksiye neden olmaktadır (Kaye ve diğ., 2012). Çocuklarda en sık karşılaşılan yan etki deride döküntü ve kızarıklıktır (Karsch-Völk, Barrett, & Linde, 2015).


 2- Ginseng (Panax quinquefolius) :
Amerikan ginsengi (Panax quinquefolius) ve Asya veya Çin ginsengi (Panax ginseng) olarak iki tür piyasada bulunmaktadır. Genel olarak çevresel strese karşı direnç arttırıcı ve fiziksel dayanıklılığı güçlendirici olarak kullanılmaktadır. Anti-platelet aktivitesinden dolayı tek başına alındığında kanama riskini arttırabilmektedir (Markham & Dog, 2013)
Çift körlü randomize plasebo kontrollü yapılan bir çalışmada, polisakkaritten zengin Amerikan ginseng kökü extratı içeren COLD-FX kullanımının 3-12 yaş arasındaki çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu üzerine etkisine bakılmıştır (Savers, 2015). Standart doz alanlarda ortalama semptomların uzunluğu 1.5 gün, düşük doz alanlarda 1.9 gün ve plasebo grupta da 1.9 gün olarak saptanmıştır. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir (Savers, 2015).

3- Sinameki (Cassia Angustifolia) :
Sinameki, içerdiği etken madde sennosides A ve sennosides B sayesinde laksatif etki göstermektedir (Rama Reddy ve diğ., 2015).. Sinamekinin üç aydan daha uzun süre kullanılması kabızlığın tekrarlanmasını önleyebilmektedir. Fakat çocuklarda kabızlık tedavisinde kullanılması için daha fazla kanıta ihtiyaç vardır (Noras, Yousefi, & Kiani, 2013). Ayrıca uzun süreli kullanılması kronik diyare dolayısıyla sıvı ve elektrolit kaybı ile ilişkilendirilmektedir (Abdualmjid & Sergi, 2013).

 4- Ginkgo Biloba (Mabet Ağacı):
 Ginkgo biloba ağacının yaprakları ginkgolides molekülleri içerirler. Bu moleküller platelet-aktivasyon faktörünü (PAF) inhibe ederek platelet agregasyonunda azalmaya, kardiyak kontraktilitede ve kroner kan akışında da artışa neden olabilmektedirler (Percival, 2013).
Yapılan bir çalışmada pediatrik hastalarda kullanılan bitkisel destek ürünlerinin sadece %35’inin DEHB semptomlarının tedavisinde kullanıldığı saptanmıştır (Mazhar, Harkin, Foster, & Harris, 2016). DEHB çocukların yaklaşık %3-7’sini etkilemektedir. Ginkgo biloba, serebral vasküler kan akışını hızlandırarak dikkat eksikliği ile ilişkili hiperaktiviteyi azaltabilmektedir (Shakibaei, Radmanesh, Salari, & Mahaki, 2015).
Çocuk ve adölesanlarda yapılan randomize-kontrollü çift körlü bir çalışmada altı hafta süreyle bir gruba metilfenidat (20-30mg/gün) ve ginkgo biloba (80-120mg/gün) diğer gruba ise metilfenidat ve plasebo verilmiştir. Plasebo ile kıyaslandığında ginko biloba tedavisinin daha etkili olduğu saptanmıştır (Shakibaei ve diğ., 2015). Bir başka çift körlü randomize çalışmada 6-14 yaş arası (n=50) çocuk ve adölesanlara altı hafta boyunca 80-120 mg/gün ginkgo biloba preparatı (n=25) veya metilfenidat (n=25) verilmiştir (Sarris, Kean, Schweitzer, & Lake, 2011). Sonuç olarak ginkgo biloba kullanımının metilfenidat ile kıyaslanabilecek bir faydası olmadığı saptanmıştır. Gingko bilobanın tam etkisine ulaşabilmesi ve klinik etkisinin gözlemlenmesi için çalışmanın süresinin yeterli olmayabileceği düşünülmüştür (Sarris ve diğ., 2011).

5- Sarmaşık Yaprağı Özütü (Hedera Helix) :
Çocuklarda bronşiyal astım tedavisinde kullanılmaktadır (Hunt & Ernst, 2011). Yaşları 2-86 (ortalama yaş:23 ± 20) arasında olan 590 hastada 7 gün süreyle yapılan çift körlü randomize çalışmada sarmaşık yaprağı soft ekstratının ve sarmaşık yaprağı extratının akut bronşit terapisinde kullanımının bronşit şiddet ölçeği skorunda benzer azalma gösterdiği saptanmıştır (Cwientzek, Ottillinger, & Arenberger, 2011).

6- Sarı Kantaron/St. John’s Wort (Hypericum Perforatum):
 Avrupa Bilimsel Fitoterapi Birliği uykusuzluk, anksiyete ve çabuk öfkelenmenin tedavisi için sarı kantaron kullanımını önermektedir (ESCOP, 1997). St. John’s Wort’un serotoninin, norepinefrinin ve dopaminin yeniden alımını önlediğini böylece antidepresan aktiviteye katkıda bulunduğunu bilinmektedir (Pellow, Solomon, & Barnard, 2011). Sonuç olarak hafif-orta depresyon tedavisi için kullanılan geleneksel seçici serotonin gerialım inhibitörü olan antidepresanlara karşı yan etkisinin az olması nedeniyle 12 yaş altı çocuklarda tedavi için bir seçenek olabilir (Pellow ve diğ., 2011).
 Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan pediatrik hastalarda sekiz hafta süreyle yapılan randomize-kontrollü çalışmada ebeveynler ve klinisyenler hastalığın semptomlarında plasebo grubuna kıyasla St. John’s Wort kullanan grupta farklılık görmemişlerdir (Searight, Robertson, Smith, Perkins, & Searight, 2012). kullanım süresi ve alınan doza bağlı olarak beraberinde tüketilen ilaçların farmakokinetiğini etkileyebildiği bildirilmektedir (Berginc, 2015).

7- Papatya/Chamomile (Matrica Chamomilla-Papatya):
İnfantil kolik tedavisinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Fakat yeni doğanda kullanılacak standart dozun belli olmaması ve uzun dönem kullanılmasının bebeğin beslenmesini özellikle de bebeğin süt alımını etkilemesi papatya kullanımı hakkındaki endişeleri arttırmaktadır (Savino, Garro, Nicoli, & Ceratto, 2015).

8- Sarımsak Suplemanları (Allium Sativum) :
Sarımsak yüzyıllardır profilaktik ve teropatik medikal ajan olarak kullanılmaktadır. Bu özellikleri yapısında barındırdığı organosülfür bileşenler ve antioksidan aktivitesinden kaynaklanmaktadır (Upadhyay, 2016). Çocuklarda sulu sarımsak ekstratı gastrointestinal sistemdeki parazitlerin tedavisi amacıyla kullanılmaktadır (Marquardt, Kaft, & Nieber, 2015).
Sarımsak ekstrakları, hymenolepiasis nana ve giardiasis lamblia’ya ayrıca gastrointestinal parazitlere özellikle cestodes ve trematodese karşı anti-parazitik etki göstermektedir. Üç gün boyunca ham ekstrakt (2x5 mL/gün) veya ticari ekstrakt (4x0.6 mg kapsül/gün) kullanımının Hymneolepis nana ve Giardiasis lamblia tedavisinde güvenli ve etkili olduğu saptanmıştır (Marquardt ve diğ., 2015).
Sarımsak tüketimi ile kanser riskinde azalma arasında ters ilişki olduğu düşünülmektedir (Kim & Kwon, 2009).

9- Rezene (Foeniculum Vulgare) :
Geleneksel olarak rezene meyvesi ve yağı gaz ağrısını rahatlatmak ve üst solunum yolu enfeksiyonunu gidermek için kullanılmaktadır. Bebek ve çocuklar için düzenli kullanılması estragol alımı açısından risk teşkil etmez çünkü infüzyon ve bebekler için kullanılan hazır çaylar Avrupa Düzenleme gıda katkıları tarafından kabul edilen maksimum değerden 1000 kat daha az estragol içermektedir (Colombo, 2012)
Avrupa Gıda Güvenliği Topluluğu (EFSA), çocuklar için ortalama rezene alım miktarının 3-5g taze bitkinin ufalanarak çay formuna getirilerek ve üç doza bölünerek tüketilmesini, kısa süre (yedi günden az) kullanılmasını, 4 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamasını önermektedir (EFSA, 2009

10- Kedi Otu (Valerian Officinals) :
Kedi otu, yatıştırıcı ve antispazm özelliği ile sinir sisteminde etkilidir. Anksiyete, uykusuzluk ve DEHB’nun tedavisinde kullanılır (Pellow ve diğ., 2011)
(ABFB), 3-12 yaş arasındaki çocuklarda kedi otu kullanımını tıbbi gözetimle beraber onaylamaktadır (Pellow ve diğ., 2011).
Huzursuzluk ve dissomniya sorunu olan on iki yaşından küçük 900 çocuğa verilen kedi otu ve melisa otu karışımının uykuda belirgin iyileşmelere neden olduğu gözlenmiştir (Badin, Haddad, & Shatkin, 2016). Zihinsel engelli çocuklarda kedi otu kullanılması uykuya dalma süresinin gecikmesini belirgin olarak azaltmış ve toplam uyku süresini ve kalitesini arttırmıştır. Ayrıca hiperaktvitesi olan çocuklarda daha fazla fayda sağlamıştır (Badin ve diğ., 2016)

11- Yaban Mersini/Cranberry (Vaccinium macrocarpon)):
 Yaban mersini ekstratı veya suyu çocuklarda idrar yolu enfeksiyonunu önlemek amacıyla kullanılmakta olup günümüzde ticari formları da (kapsül veya tablet) bulunmaktadır. (Goldman, 2012).  Randomize kontrollü bir çalışmada, yaşları 5-18 arasında değişen kırk çocuğa bir yıl boyunca yaban mersini suyu veya plasebo verilmiştir, çalışmada yaban mersini suyunun pediatrik hastalarda ateşli olmayan idrar yolu enfeksiyonundan korunmada etkili olabileceği vurgulanmıştır  .
 Yaban mersini suyu yüksek konsantrasyonda proantosiyanidin içerirken ve anti-bakteriyel özelliğe de sahiptir (Afshar ve diğ., 2012). Dolayısıyla bu çalışmada yaban mersini suyunun pediatrik hastalarda ateşli olmayan idrar yolu enfeksiyonundan korunmada etkili olabileceği vurgulanmıştır (Afshar ve diğ., 2012).
Sağlıklı çocuklarda yaban mersini tüketimi genel olarak idrar yolu enfeksiyonu geçirme sayısını azaltırken hastalığın tedavisine bağlı olarak antibiyotik kullanılan gün sayısını da azaltmaktadır (Durham, Stamm, & Eiland, 2015). Fakat güvenli kullanım dozu ve süresi ile ilgili öneride bulunmak için daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır (Durham ve diğ., 2015).

Mürver Suplemanları (Elderberry) :
Mürver suplemanlarının 1-3 yaş arasındaki çocuklarda grip hastalığının tedavisi için kullanılması uygun değildir çünkü hazırlanmasında kullanılan glikosit sambunigrin toksik etki gösterebilir ve ayrıca kurşun ve siyanür zehirlenmesine de neden olabilmektedir (Gutierrez, Silbert-Flagg, & Vohra, 2015). Yapılan çalışmada 18 yaş altı bireylerin kullanmaması gerektiği belirtilmektedir (Gutierrez ve diğ., 2015).

Bitkisel tıp uzmanları arasında, hangi bitkisel tedavinin çocuklarda kullanımının güvenli ve uygun olduğuna dair birçok tartışma bulunmaktadır. Ancak birçok bitkisel tıp uzmanının ortak görüşü olarak;
 uyarıcı laksatiflerin (aloe (Aloe ferox), akdiken kabuğu (Rhamnus frangula), akdiken kabuğu (Rhamnus purshiana) ve sinameki yaprağı kafein içeren bitkiler vb.),

uyarıcıların ( kahve,siyah-yeşil çay (Camellia sinensis), kola cevizi (Cola nitida), guarana (Paullinia cupana), mate (Ilex paraguariensis), Asya ginsengi (Panax ginseng) ve Amerikan ginsengi (Panax quinquefolium) vb.),

 bazı sedatiflerin (kediotu (Valeriana officinalis), Alman papatyası (Matricaria recutita), şerbetçiotu (Humulus lupulus), limonotu (Melissa officinalis), çarkıfelek (Passiflora incarnata), sarı kantaronun (Hypericum perforatum) vb.)

 güçlü alkoloid içeren bitkilerin (berberin, kafein, efedrin, psödoefedrin ve diğerleri) çocuklarda kullanılmaması önerilmektedir.
 (Samour, P. & King, K. 2012).


H.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi Cilt:4, Sayı:2, 2017


Fitoterapi ve Ağız Sağlığı

Ağız ve diş sağlığı için kullanılan ve farmakolojik etkisi bilimsel olarak ispatlanan bitkilerin başında; Allium sativum (Sarımsak), Eucalyptus globulus (Okaliptus), Syzygium aromaticum(Karanfil), Mentha piperita (Taze Nane) gelir. -

 Allium sativum (Sarımsak):
Bileşiminde organosülfür bileşikleri (alliin, metiin, izoalliin,sikloalliin) diğer kükürtlü bileşikler (allil sülfitler, metil allil tiyosülfinat) enzimler(allinaz, mirosinaz) eser elementler, karbonhidratlar, vitaminler, serbest aminoasitler, mineraller, nikotinik asit, lipitler ve lignanlar bulunan  sarımsak; antibiyotik özelliğinden dolayı diş çürümesine sebep olan bakterilere karşı çiğ hali veya ekstresi gargara halinde kullanılabilir .

- Eucalyptus globulus (Okaliptus):
Drog % 1.5-3.5 oranında uçucu yağ, ayrıca gallotanen, prosiyanidin ve kondense tanen ile ursolik asit türevi triterpenler ve flavonoit bileşikler taşımaktadır. Uçucu yağ (Eucalypti aetheroleum) % 70-85 oranında ökaliptol (1,8 sineol) yanısıra pinen ve simen içermektedir
 Okaliptus; lokal olarak kanamaların durdurulmasında, masaj yoluyla migren ve baş ağrısını gidermede, solunum yollarının tıkanıklığında, kronik bronşitte, öksürükte, tüberkülozda, yaprakları çiğnenmesi yoluyla diş eti ve ağız hastalıklarında, pansuman maddesi olarak yaralanma ve iltihaplarda ve losyon ya da lavman biçiminde de kullanılmıştır

 - Syzygium aromaticum(Karanfil):
Karanfilin antiseptik, uyarıcı ve antiemetik özellikleri olup ağız, mide, bağırsak ve dolaşım tedavilerinde kullanılır. Diş eti yaralarının ve dişin karanfil yağı ile ovulması acıyı dindirir. Bütün karanfil çiğnenmesi ağız kokusunu engeller .
 uçucu yağ taşıdığı bilinen karanfil tomurcukları; bununla birlikte tanen ve flovonoitler de drogda yer alan maddelerdir. Uçucu yağın kimyasal bileşeni öjenol ve öjenil asetatdır. Ayrıca az miktarda da benzil alkol, 2-heptanon, etil hegzanoat, kalkaren, kalamenen, gibi terpenik bileşiklerde yağın bileşiminde yer alır

 - Mentha piperita(Taze Nane): Yağında mentol, menton, 1,8-sineol, limonen, mentofuran,mentil asetat, izomenton, pulegan, karvon barındıran nane; mentol, metil asetat, tanen ve C vitamini içerir. Nane yağı diş ağrılarında kullanılabilir. Yağ pamuk parçasına emdirilir ve çürük olan bölgeye konulur. Nane gargarası diş eti kabarmalarına karşı kullanılır. Gargara aynı zamanda ağız kokusuna karşı etkilidir

Integr Tıp Derg 2015;3(2):35-40.
.

26 Kasım 2019 Salı

Çocuklarda,

açlık KŞ >100,
 tokluk KŞ >140

 ise ileri merkeze sevk,

açlık KŞ >126,
 tokluk KŞ >200 

ise acil endokrine sevk.

ÇOCUKLARDA TRANSAMİNAZ YÜKSEKLİĞİNE YAKLAŞIM



  • ÇOCUKLARDA TRANSAMİNAZ YÜKSEKLİĞİNE YAKLAŞIM

    ilk 18 ayda üst sınır ALT erkeklerde 60 , kızlarda 55
    >18. Ay erkeklerde 40 IU/L, kızlarda 35 IU/L .
    ALT , KC e daha spesifiktir. ALT ve AST birlikte değerlendirilmelidir.
    ALT ve AST’de belirgin yükselme (>1000 IU) akut viral ya da toksik hepatitin yol açtığı akut hepatosellüler zedelenmede, Reye sendromu, hipoksi ya da hipoperfüzyon durumlarında görülür.
    500 IU/L’nin üzerindeki değerler çoğu kez akut hepatosellüler hasar veya kronik hastalıklardaki akut alevlenmeleri düşündürür.
    Aminotransferaz düzeylerinin normal olması karaciğer hastalığı bulunmadığı anlamına gelmez.
    Fulminan hepatik yetmezlikteki yüksek transaminaz birden azalma eğilimine girerse kötü prognoz bulgusudur.
    referans sınırlarını 10 kat aşan aminotransferaz düzeyleri daha çok viral, toksik, veya iskemik hepatitlerde görülürken, alkolik olmayan hepatit ve otoimmun hepatitlerde bu sınırın üzerinde veya altında değerler ölçülebilir.
    Kronik hepatitler veya karaciğer sirozunda ise genelde normali 1-5 kat aşan değerler görülür ancak bütünüyle normal değerlerle karşılaşılması da mümkündür.
    Bu bilgiler çerçevesinde;
    1) < 5 kat artış (hafif yüksek transaminaz değeri)
    2) 5-10 kat artış (orta derecede yüksek transaminaz değeri)
    3) >10 kat artış (çok yüksek transaminaz değeri) şeklinde gruplandırılarak araştırmada farklı hastalıklara öncelik verilebilir.
    Çok yüksek transaminaz değerleri (AST/ALT>1000 IU/L) :
    öncelikle akut hepatit nedenlerinin düşünülmesi gerekir.
    Hepatit A, B, C virüs serolojisi ilk olarak istenmesi gereken laboratuvar tetkikleridir.
    Viral hepatitler dışlandıktan sonra, ilaç ve toksik nedenli hepatik hasar akla gelmelidir.
    İskemik hepatit (kalp yetmezliği, hipotansiyon, sepsis, Budd-Chiari), akut safra kanalı obstrüksiyonu,fulminan hepatit yapan diğer nedenler (Wilson hastalığı, otoimmun hepatit) de çok yüksek transaminaz değerlerine yol açabilir.
    Hafif ve orta derecede yüksek transaminaz değerleri :
    çok sayıda hastalıktan kaynaklanabilir, bu nedenle ayırıcı tanıda daha az yararlıdır.
    Karaciğer ile ilgili ya da karaciğer dışı hastalıklara bağlı olabilir.
    Asemptomatik hastalarda transaminaz düzeyleri normalin üst sınırının 3 katından daha az yüksek saptanmış ise, egzersiz yapmaması koşulu ile en az 1 hafta sonra AST, ALT, CPK, GGT paneli şeklinde testin tekrarı önerilmektedir.
    Çoğu hastada tekrar bakılan transaminaz değerlerinin normal sınırlarda olduğu bulunmuştur.
    Transaminaz yüksekliği ile beraber GGT, total ve direk bilirubin yüksekliği; kolestatik karaciğer hastalığını,
    CPK düzeyinin yüksek olması ise; muskuler distrofi olduğunu gösterir.
    Serum albümin düzeyi, protrombin zamanı, tam kan sayımı, protein elektroforezi ve hepatik ultrasonografisi ikinci basamak olarak istenmesi önerilen tetkiklerdir.
    Hepatotrofik virüs serolojisi; viral hepatitler açısından (HAV, HBV, HCV, EBV, CMV..),
    seruloplazmin ve serum bakır düzeyi; Wilson hastalığı açısından,
    serum α-1antitripsin, α-1antitripsin eksikliği
    ANA (antinükleerantikor), SMA (düz kas antikoru), LKM (antimikrozomal antikor), anti-SLA (solubleliverantigen), total IgG ; otoimmun hepatit
    tTGA (doku transglutaminaz antikoru), çölyak hastalığı
    tiroid fonksiyon testleri ise; hipo-hipertiroidi için istenmeli.
    Engelmann ve ark. obez infant ve çocuklarda ALT yüksekliğinin nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı için bir belirteç olabileceğini belirtmişlerdir.
    Çocuklarda obezitenin artması ile birlikte nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı da daha sıklıkla tanı almaya başlamaktadır.
    Antibiyotikler, antitüberküloz ilaçlar, antikonvulzanlar, parasetamol, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, kemoterapotikler, bitkisel çaylar, yüksek doz vitaminler ve mantarların aminotransferazlarda yüksekliğe neden olabildikleri bilinmektedir.
    Hastalar özellikle son 3-6 ay içerisinde kullandıkları ilaçlar açısından sorgulanmalıdır.

  • kaynak: Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2015:Çocuk Özel Sayısı:26-33


25 Kasım 2019 Pazartesi

influenza proflaksisi

Amerikan Pediyatri Akademisi ve Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, temas öncesi profilaksinin
 • İnfluenza aşısının kontrendike olduğu, ağır veya komplikasyonlu influenza geçirme açısından risk altındaki çocuklar
 • İnfluenza aşılamasını izleyen iki hafta boyunca ağır veya komplikasyonlu influenza açısından risk altındaki çocuklar
• Yirmi dört aydan küçük, ağır veya komplikasyonlu influenza geçirme açısından risk altındaki bağışıklanmamış çocuklarla sürekli yakın temasta bulunması beklenen aile bireyleri veya sağlık çalışanları
• Ağır veya komplikasyonlu influenza açısından risk altındaki çocukların yaşadığı kurumlardaki bağışıklanmamış personel ve çocuklar
 • İnfluenza aşısına yanıt vermeme olasılığı bulunan çocuklar (influenza bağışıklamasına ek olarak)
• Dolaşımdaki influenza virüsü mevsimsel influenza virüsünden farklı bir sereotipten ise ağır veya komplikasyonlu influenza açısından risk altındaki çocuklar ile bunların aile bireyleri ve yakın temaslıları ile sağlık hizmeti veren kişiler için söz konusu olabileceğini belirtmektedir .


JOPP Derg 3(3):101-110, 2011

19 Kasım 2019 Salı

akılcı antibiyotik kullanımı:

AOM: amoksilin , koamoksilav , sefdinir, seforaksim, sefpodoksim, oral alamıyora seftrikson
makrolidler etkisiz 
tedavi on gündür.

Sinuzit: 
Waters grafisi tanıda faydasız
 purulan akıntı sinüzit viral - bacteriel ayrımı yaptırmaz
amoksilin, sefdinir, sefpodoksim, sefaroksim, seftrikakson
makrolidlerin yeri yok. ( hızlı direnc geliştirir.) 
10-14 gun. 

tonsillit:
influenze salgınında GAS sıklığı azalır
ARA yı onlemek için tedavi verilir.
GAS tedavisiz de % 60 i 3. gunde iyilesir. 
tedavide eradikasyon sağlamak için ab vermelidir.
penisilin ilk tercih.
sefdinir 14 mg/kg 7 g 2x1, 5 gün
 sepodoksim 5 mg/kg/ gün 2x1  5 gün 

13 Kasım 2019 Çarşamba

emziren annede kontrendike olan ,ilaçlar

antineoplazikler
antiepileptik
estrojen
antihipertansif
antihistmanikler
immunosupresan
kloramfenikol
lityum
metimazol
nikotin
tetrasiklin

3 Kasım 2019 Pazar

trombositoz nedenleri:

çocuklarda trombosit sayısı 150bin-450bin. yas ile değişmez.

ensık trombositoz nedenleri:
1- enfeksiyonlar
 2- Demir eksikliği anemisi
 3- Steroid  kullanımı
4- postop. dönem
5- splenektomi .

çocukalrda trombosit yüksekliği  genelde <700bindir,  tromboz riskini arttırmaz ve tedavi gerektirmez

1 Kasım 2019 Cuma

anaflaksi

Ani başlangıç (dakikalar veya 1-2 saat içinde)

Deri, mukozalar veya her ikisinde JENERALİZE ÜRTİKER, KAŞINTI,DUDAKLAR, DİL veya UVULA ÖDEMİ veya “FLUSHİNG”

VE
 Solunum bulgusu DİSPNE, BRONKOSPAZM,STRİDOR, HİPOKSİ

Kardiyovasküler bulgu (HİPOTANSİYON, KOLLAPS)

persistan gastrointestinal KRAMP TARZI KARIN AĞRISI, KUSMA, İSHAL


Hasta için bilinen allerjenle karşılaşmayı izleyen dakikalar veya 1-2 saat içinde:
tek basına  HİPOTANSİYON

HİPOTANSİYON: 1 ay-12 ay arası bebeklerde <70 mmHg
 1 yaş-10 yaş arası çocuklarda <70 mmHg + (2 X yaş)
 11 yaş -17 yaş arası çocuklarda < 90 mmHg

ADRENALİN
➢1: 1.000 lik adrenalin IM uyluk dış yan
➢ Tek enjeksiyonda maksimum doz: Çocuk 0.3 mg Erişkin 0.5 mg
➢ Aynı doz 5-10 dakika ara ile tekrarlanabilir

Sıvı desteği
➢ IM adrenalin uygulamasına rağmen hipotansiyon düzelmiyorsa başla
 ➢ SF 20 ml / kg 5-10 dakika
➢ 40 ml / kg gerekiyorsa inotrop destek başlanmalı


Vazopressörler
• Dopamin 2-5 mcg / kg / dk (400mg 500ml %5 dextroz veya SF içine)
 • Noradrenalin 2-4 mcg /dk İV bolus ardından 1-12 mcg /dk IV infüzyon
• Metarminol çocuk 10mcg / kg / doz
• Vazopressin 2-5 U, İV

 Antihistaminikler
 Difenhidramin (H1 antihistaminik) 1 mg/kg maksimum 50 mg /doz IV 10 dk
 Ranitidine (H2 antihistaminik) 1mg/kg (maks. 50 mg) 20 ml %5 dekstroz içinde IV 10 dakika içinde


Metil prednizolon
 1-2 mg/kg/doz iv/im/po
Kortikosteroidler akut dönemde ETKİSİZ
 Uzamış anafilaksi veya tekrarların önlenmesi amacıyla


Salbutamol
0.15 mg/kg/doz (min 1.25mg-maks 5mg) 20 dakika ara ile tekrarlanabilir


Solunum sıkıntısı veya bulgusu olan çocukları en az 6-8 saat izle

 Hipotansiyon veya kollapsı olan çocukları 24 saat izle


Taburcu Olurken
➢ 3 gün süre ile kullanacağı oral antihistaminik ve oral steroid (1mg/kg/gün) yazılmalı
➢Adrenalin otoenjektör reçete edilmeli
➢Kullanımı öğretilmeli ve yazılı olarak verilmeli
➢Allerji ünitesine en kısa zamanda başvuru

Dr. Özlem Yılmaz Özbek sunumu






astımda İKS dozu


ASTIMDA :
Küçük çocuklar için düşük inhaler kortikosteroid dozu
 • Beklametazon dipropionat (HFA): 100 mcg (≥ 5 yaş)
• Budezonid nebul: 500 mcg (≥ 1 yaş)
• Flutikazon propionat (HFA): 100 mcg (≥ 4 yaş)
• Mometazon furoat: 110 mcg (≥ 4 yaş)
 • Budezonid ÖDİ: Bu yaş grubunda yeterince çalışılmamış
• Siklesonid: Bu yaş grubunda yeterince çalışılmamış
• Triamsinolon: Bu yaş grubunda yeterince çalışılmamış

 Ülkemizde halen hangileri mevcut?
• Beklametazon dipropionat (HFA): 100 mcg (≥ 5 yaş)
• Budezonid nebul: 500 mcg (≥ 1 yaş)
 • Flutikazon propionat (HFA): 100 mcg (≥ 4 yaş)
 • Mometazon furoat: 110 mcg (≥ 4 yaş)
 • Budezonid ÖDİ: Bu yaş grubunda yeterince çalışılmamış
• Siklesonid: Bu yaş grubunda yeterince çalışılmamış
• Triamsinolon: Bu yaş grubunda yeterince çalışılmamış

Prof.Dr.Arzu Bakırtaş sunumu

sağlam çocuk takibi

1.Ay viziti
 Büyüme: VA, Boy, BÇ
Beslenme: Sadece anne sütü, D vit 400 IU/g 
Fİ: Işık refleksi, Kırmızı yansıma, işitme testi, fontaneller, kalp muayenesi
 Aşılar: Hepatit B 2.doz
 Öneriler: Araba koltuğu, sırt üstü yatış, kalabalık ortam, pasif içicilik, riskli ziyaret.

 2.Ay viziti
 Büyüme: VA, Boy, BÇ
Beslenme: Sadece anne sütü, D vit 400 IU/g
 Fİ: Işık refleksi, Kırmızı yansıma, işitme testi, fontaneller, kalp muayenesi, kalça
 Aşılar: BCG, DaBT-IPV-Hib, KPA 13
Öneriler: Araba koltuğu, sırt üstü yatış, kalabalık ortam, pasif içicilik, riskli ziyaret.

4.Ay viziti
 Büyüme: VA, Boy, BÇ
Beslenme: Sadece anne sütü, D vit 400 IU/g, demir desteği
 Fİ: Işık refleksi, Kırmızı yansıma, işitme testi, fontaneller, kalp muayenesi, kalça
 Aşılar: DaBT-IPV-Hib, KPA 13
Öneriler: Araba koltuğu, sırt üstü yatış, kalabalık ortam, pasif içicilik, riskli ziyaret,

 6.Ay viziti
 Büyüme: VA, Boy, BÇ
 Beslenme: Anne sütü+tamamlayıcı beslenme, D vit 400 IU/g, demir desteği
Fİ: Işık refleksi, Kırmızı yansıma, açma kapama testi, işitme testi, fontaneller, kalp muayenesi, kalça Aşılar: DaBT-IPV-Hib, KPA 13, OPV,HBV
Öneriler: Araba koltuğu, sırt üstü yatış, kalabalık ortam, pasif içicilik, ev kazaları(düşme, aspirasyon)

 9.Ay viziti
 Büyüme: VA, Boy, BÇ
 Beslenme: Anne sütü+tamamlayıcı beslenme, D vit 400 IU/g, demir desteği
 Fİ: Işık refleksi, Kırmızı yansıma, açma kapama testi, işitme testi, fontaneller, kalça
 Öneriler: Araba koltuğu, pasif içicilik, diş temizliği, zehirlenme, kitap okuma, gece uyanmaları, ev kazalarından korunma

 12.Ay viziti
Büyüme: VA, Boy, BÇ
Beslenme: Anne sütü+tamamlayıcı beslenme, D vit 400 IU/g, demir desteği
 Fİ:Işık refleksi, Kırmızı yansıma, açma kapama testi, işitme testi, fontaneller, kalça
 Aşılar: KKK, KPA13, suçiçeği
 Öneriler: Araba koltuğu, pasif içicilik, diş temizliği, zehirlenme, kitap okuma, gece uyanmaları, ev kazalarından korunma, zehirlenme


Prof.Dr. Nurdan Evliyaoğlu sunumu

Anafilaksiye Genel Bir Bakış

  Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT   Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...