Bebek ve Çocuklarda Yaygın Kullanılan Bitkisel Destek Ürünleri
Ekinezya (Echinacea Purpurea)
Amerika’da 4-17 yaş arasındaki çocuk ve adölesanlarda yapılan çalışmada en fazla
kullanılan bitkisel destek ürününün ekinezya olduğu saptanmıştır (Wu, Wang, & Kennedy,
2013).
Ekinezya papatyagiller ailesine mensup olup Kuzey Amerika’da yetişmektedir. Üst
solunum yolu enfeksiyonları için profilaktik ve tedavi edici ajan olarak kullanımı önerilmektedir.
Fakat profilaktik etkisi için yeterli veri yoktur.
Gelişmiş fagositoz ve nonspesifik T-hücre uyarıcı olduğu için in vivo ve in vitro immün uyarıcı özelliğe sahip olup
yapısında alkilamid ve polisakkarit bulunmaktadır (Kaye, Baluch, & Kaye, 2012).
Klinik
olarak grip belirtileri başlar başlamaz ekinezya kullanılması, soğuk algınlığı ve/veya gribin
şiddetini ve sürecini azaltabilmektedir (Kaye ve diğ., 2012) .
İki aydan fazla kullanılması
taşiflaksiye neden olmaktadır (Kaye ve diğ., 2012).
Çocuklarda en sık karşılaşılan yan etki
deride döküntü ve kızarıklıktır (Karsch-Völk, Barrett, & Linde, 2015).
Çift körlü randomize kontrollü bir çalışmada yaşları 2-11 arasında değişen üst
solunum yolu enfeksiyonu geçiren 407 çocuğa günde iki kez ekinezya (Echinacea purpurea)
şurubu verilerek plasebo ile karşılaştırılmıştır (Pearcy, Benko, & Safranek, 2012).
İki-beş yaş
arası çocuklara yetişkin dozun yarısı (3.75mL günde 2 kez), altı-on yaş arası çocuklara ise
yetişkin dozun %67’si (5mL günde 2 kez) verilmiştir.
Ailelerin doldurduğu ölçeklerle yapılan
hastalık ile ilişkili elde edilen skorlarda ekinezya kullananlar ve plasebo grubu arasında
istatistiksel bir fark bulunamamıştır.
Ekinezya kullanan çocuklardan iki tanesinde alerjik
reaksiyon gözlenmiştir (Pearcy ve diğ., 2012).
Ginseng (Panax quinquefolius)
Amerikan ginsengi (Panax quinquefolius) ve Asya veya Çin ginsengi (Panax ginseng)
olarak iki tür piyasada bulunmaktadır.
Genel olarak çevresel strese karşı direnç arttırıcı ve
fiziksel dayanıklılığı güçlendirici olarak kullanılmaktadır.
Anti-platelet aktivitesinden dolayı
tek başına alındığında kanama riskini arttırabilmektedir (Markham & Dog, 2013).
Çift körlü randomize plasebo kontrollü yapılan bir çalışmada, polisakkaritten zengin
Amerikan ginseng kökü extratı içeren COLD-FX kullanımının 3-12 yaş arasındaki çocuklarda
üst solunum yolu enfeksiyonu üzerine etkisine bakılmıştır (Savers, 2015).
Çalışma 3 grup
üzerinde yürütülmüştür.
Birinci gruba standart doz (birinci gün 26mg/kg günlük; ikinci gün
17mg/kg günlük, üçüncü gün 9 mg/kg günlük; 70kg yetişkinin 600mg, 400mg, 200mg olarak
günde 3 kez tükettiği doza eşittir),
ikici gruba düşük doz (standart dozun yarısını) verilmiştir.
Üçüncü grup da plasebodur.
Tedaviye semptomların gözlendiği ilk 48 saat içinde
başlanmıştır.
Kayıtlı yetmiş beş denekten kırk beşinde üst solunum yolu enfeksiyonu gelişmiş
ve bu denekler randomize olarak tedavi gruplarına yerleştirilmiştir.
Standart doz alanlarda
ortalama semptomların uzunluğu 1.5 gün, düşük doz alanlarda 1.9 gün ve plasebo grupta da
1.9 gün olarak saptanmıştır.
Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
görülmemiştir (Savers, 2015)
Sinameki (Cassia Angustifolia)
Sinameki, içerdiği etken madde sennosides A ve sennosides B sayesinde laksatif etki
göstermektedir (Rama Reddy ve diğ., 2015).
Sinameki tüketildikten sonra yapısında bulunan
sennosides A ve B değişme uğramadan kalın barsağa ulaşarak, bakteriyal flora tarafından
hidrolize edilir böylece rhein ve rhein-anthrone dönüştürülerek hem sekresyon hem de
motiliteye etki ederek laksatif etkinin oluşmasını sağlar (Cirillo & Capasso, 2015).
Çocuklarda konstipasyon görülme sıklığı %4 ila %36 arasında değişmektedir.
Sinamekinin
üç aydan daha uzun süre kullanılması kabızlığın tekrarlanmasını önleyebilmektedir. Fakat
çocuklarda kabızlık tedavisinde kullanılması için daha fazla kanıta ihtiyaç vardır (Noras,
Yousefi, & Kiani, 2013).
Ayrıca uzun süreli kullanılması kronik diyare dolayısıyla sıvı ve
elektrolit kaybı ile ilişkilendirilmektedir (Abdualmjid & Sergi, 2013)
Ginkgo Biloba (Mabet Ağacı)
Ginkgo biloba ağacının yaprakları ginkgolides molekülleri içerirler.
Bu moleküller
platelet-aktivasyon faktörünü (PAF) inhibe ederek platelet agregasyonunda azalmaya,
kardiyak kontraktilitede ve kroner kan akışında da artışa neden olabilmektedirler (Percival,
2013). Yapılan bir çalışmada pediatrik hastalarda kullanılan bitkisel destek ürünlerinin sadece
%35’inin DEHB semptomlarının tedavisinde kullanıldığı saptanmıştır (Mazhar, Harkin,
Foster, & Harris, 2016).
DEHB çocukların yaklaşık %3-7’sini etkilemektedir.
Ginkgo biloba,
serebral vasküler kan akışını hızlandırarak dikkat eksikliği ile ilişkili hiperaktiviteyi
azaltabilmektedir (Shakibaei, Radmanesh, Salari, & Mahaki, 2015).
Çocuk ve adölesanlarda yapılan randomize-kontrollü çift körlü bir çalışmada altı hafta
süreyle bir gruba metilfenidat (20-30mg/gün) ve ginkgo biloba (80-120mg/gün) diğer gruba
ise metilfenidat ve plasebo verilmiştir.
Plasebo ile kıyaslandığında ginko biloba tedavisinin
daha etkili olduğu saptanmıştır (Shakibaei ve diğ., 2015).
Bir başka çift körlü randomize
çalışmada 6-14 yaş arası (n=50) çocuk ve adölesanlara altı hafta boyunca 80-120 mg/gün
ginkgo biloba preparatı (n=25) veya metilfenidat (n=25) verilmiştir (Sarris, Kean, Schweitzer,
& Lake, 2011).
Sonuç olarak ginkgo biloba kullanımının metilfenidat ile kıyaslanabilecek bir
faydası olmadığı saptanmıştır.
Gingko bilobanın tam etkisine ulaşabilmesi ve klinik etkisinin
gözlemlenmesi için çalışmanın süresinin yeterli olmayabileceği düşünülmüştür (Sarris ve diğ.,
2011)
Sarmaşık Yaprağı Özütü (Hedera Helix)
Çocuklarda bronşiyal astım tedavisinde kullanılmaktadır (Hunt & Ernst, 2011).
Yaşları 2-86 (ortalama yaş:23 ± 20) arasında olan 590 hastada 7 gün süreyle yapılan çift körlü
randomize çalışmada sarmaşık yaprağı soft ekstratının ve sarmaşık yaprağı extratının akut
bronşit terapisinde kullanımının bronşit şiddet ölçeği skorunda benzer azalma gösterdiği
saptanmıştır (Cwientzek, Ottillinger, & Arenberger, 2011).
Yapılan başka bir çalışmada,
yaşları 0-12 arasında olan, 268 çocuk 14 gün süreyle sarmaşık yaprağı şurubu veya
damlasıyla tedavi edilmiştir (Schmidt, Thomsen, & Schmidt, 2012).
Kullanılan bitkisel
desteklere gösterilen tolerasyon ve uyum, şurup için %99 ve damla için %100 olarak
saptanmıştır.
Katılımcıların sadece beşinde (%1.9’unda) hafif ve ciddi olmayan yan etkiler
gözlemlenmiştir. Sonuç olarak sarmaşık yaprağı ekstraktlarının şurup veya damla olarak
kullanılmasının etkili ve güvenli olduğu belirtilmiştir (Schmidt ve diğ., 2012).
Kronik inflamatuar bronşiyal hastalık veya öksürüğün eşlik ettiği soğuk algınlığı
geçiren 330 bireyde kullanılan film kaplı sarmaşık yaprağı tabletlerin tüketiminin güvenli
olduğu ve iyi tolere edildiği gösterilmiştir (Stauss-Grabo ve diğ., 2011).
Fakat sistematik bir
derlemede incelenen çalışmalarda hedera helix’in kendisiyle kıyaslanması, çalışmalarda
plasebo veya kontrol grubu olmaması ayrıca çalışmaların ciddi metodolojik kusurları olması
nedeniyle hedera helix’in klinik faydalarının kanıta dayalı olmadığı belirtilmiştir (Holzinger
& Chenot, 2011)
Sarı Kantaron/St. John’s Wort (Hypericum Perforatum)
Avrupa Bilimsel Fitoterapi Birliği uykusuzluk, anksiyete ve çabuk öfkelenmenin
tedavisi için sarı kantaron kullanımını önermektedir (ESCOP, 1997).
St. John’s Wort’un
serotoninin, norepinefrinin ve dopaminin yeniden alımını önlediğini böylece antidepresan
aktiviteye katkıda bulunduğunu bilinmektedir (Pellow, Solomon, & Barnard, 2011). Sonuç
olarak hafif-orta depresyon tedavisi için kullanılan geleneksel seçici serotonin gerialım
inhibitörü olan antidepresanlara karşı yan etkisinin az olması nedeniyle 12 yaş altı çocuklarda
tedavi için bir seçenek olabilir (Pellow ve diğ., 2011).
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan pediatrik hastalarda sekiz hafta
süreyle yapılan randomize-kontrollü çalışmada ebeveynler ve klinisyenler hastalığın
semptomlarında plasebo grubuna kıyasla St. John’s Wort kullanan grupta farklılık
görmemişlerdir (Searight, Robertson, Smith, Perkins, & Searight, 2012). St. John’s Wort’un kullanım süresi ve alınan doza bağlı olarak beraberinde tüketilen ilaçların farmakokinetiğini
etkileyebildiği bildirilmektedir (Berginc, 2015).
Papatya/Chamomile (Matrica Chamomilla-Papatya)
İnfantil kolik tedavisinde etkili olabileceği düşünülmektedir.
Fakat yeni doğanda
kullanılacak standart dozun belli olmaması ve uzun dönem kullanılmasının bebeğin
beslenmesini özellikle de bebeğin süt alımını etkilemesi papatya kullanımı hakkındaki
endişeleri arttırmaktadır (Savino, Garro, Nicoli, & Ceratto, 2015)
Sarımsak Suplemanları (Allium Sativum)
Sarımsak yüzyıllardır profilaktik ve teropatik medikal ajan olarak kullanılmaktadır.
Bu
özellikleri yapısında barındırdığı organosülfür bileşenler ve antioksidan aktivitesinden
kaynaklanmaktadır (Upadhyay, 2016)
. Çocuklarda sulu sarımsak ekstratı gastrointestinal
sistemdeki parazitlerin tedavisi amacıyla kullanılmaktadır (Marquardt, Kaft, & Nieber, 2015).
Sarımsak ekstrakları, hymenolepiasis nana ve giardiasis lamblia’ya ayrıca gastrointestinal
parazitlere özellikle cestodes ve trematodese karşı anti-parazitik etki göstermektedir.
Üç gün
boyunca ham ekstrakt (2x5 mL/gün) veya ticari ekstrakt (4x0.6 mg kapsül/gün) kullanımının
Hymneolepis nana ve Giardiasis lamblia tedavisinde güvenli ve etkili olduğu saptanmıştır
(Marquardt ve diğ., 2015).
Sarımsak tüketimi ile kanser riskinde azalma arasında ters ilişki olduğu
düşünülmektedir (Kim & Kwon, 2009).
Fakat bu ilişki kanıta dayalı olarak ispatlanamamıştır.
Birleşik Devletler Gıda ve İlaç Bakanlığı’nın kanıta dayalı derlemesinde 19 insan çalışması
incelenmiştir.
Sarımsak tüketimi ve farklı kanser çeşitlerinin görülme riskinde azalmayı
destekleyen güvenli kanıtlar bulunmamaktadır (Mansky, 2012).
Rezene (Foeniculum Vulgare)
Geleneksel olarak rezene meyvesi ve yağı gaz ağrısını rahatlatmak ve üst solunum
yolu enfeksiyonunu gidermek için kullanılmaktadır.
Ayrıca rezene ile hazırlanan çaylar
Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre ve İtalya’da genellikle infantil kolik nedenli
abdominal ağrının giderilmesinde tercih edilmektedir (Colombo, 2012).
Bebek ve çocuklar
için düzenli kullanılması estragol alımı açısından risk teşkil etmez çünkü infüzyon ve
bebekler için kullanılan hazır çaylar Avrupa Düzenleme gıda katkıları tarafından kabul edilen
maksimum değerden 1000 kat daha az estragol içermektedir (Colombo, 2012)
Bebekler için kullanılması en uygun olan ürünler Avrupa bebek besinleri kanunlarına
göre özel olarak üretilen hazır çaylardır (Colombo, 2012).
Çift-kör, plasebo kontrollü çalışmada infantil kolik tanısı almış bebeklere %0.1 rezene
yağı emülsiyonu, suda %0.4 polisorbat ile beraber 5 mL ila 20 mL arasında öğünlerden önce 4
kez verilerek toplam 12 mL/kg/gün olarak sınırlandırılmıştır.
Rezene alan grupta almayan
gruba kıyasla kolik semptomlarında belirgin bir iyileşme (sırasıyla %65: %23.7) gözlenmiştir.
Rezene kullanımına bağlı herhangi bir yan etki saptanmamıştır (Perry, Hunt, & Ernst, 2011).
Avrupa Gıda Güvenliği Topluluğu (EFSA), çocuklar için ortalama rezene alım
miktarının 3-5g taze bitkinin ufalanarak çay formuna getirilerek ve üç doza bölünerek
tüketilmesini, kısa süre (yedi günden az) kullanılmasını, 4 yaşından küçük çocuklarda
kullanılmamasını önermektedir (EFSA, 2009)
Kedi Otu (Valerian Officinals)
Kedi otu, yatıştırıcı ve antispazm özelliği ile sinir sisteminde etkilidir.
Anksiyete,
uykusuzluk ve DEHB’nun tedavisinde kullanılır (Pellow ve diğ., 2011).
Valeranik asit,
merkezi sinir sisteminde GABA’nın yıkılmasını baskılayarak huzursuzluk hastalıklarında
onun alternatif bir seçenek olmasını sağlamaktadır.
Avrupa Bilimsel Fitoterapi Birliği
(ABFB), 3-12 yaş arasındaki çocuklarda kedi otu kullanımını tıbbi gözetimle beraber
onaylamaktadır (Pellow ve diğ., 2011).
Huzursuzluk ve dissomniya sorunu olan on iki yaşından küçük 900 çocuğa verilen kedi otu ve
melisa otu karışımının uykuda belirgin iyileşmelere neden olduğu gözlenmiştir (Badin,
Haddad, & Shatkin, 2016).
Zihinsel engelli çocuklarda kedi otu kullanılması uykuya dalma
süresinin gecikmesini belirgin olarak azaltmış ve toplam uyku süresini ve kalitesini
arttırmıştır.
Ayrıca hiperaktvitesi olan çocuklarda daha fazla fayda sağlamıştır (Badin ve diğ.,
2016).
Yaban Mersini/Cranberry (Vaccinium macrocarpon))
İdrar yolu enfeksiyonu her yıl milyonlarca çocuğu etkileyen, ayaktan tedavi gerektiren
dikkate alınması gereken tıbbi bir tablodur.
Yaban mersini ekstratı veya suyu çocuklarda idrar
yolu enfeksiyonunu önlemek amacıyla kullanılmakta olup günümüzde ticari formları da
(kapsül veya tablet) bulunmaktadır. (Goldman, 2012).
Randomize kontrollü bir çalışmada, yaşları 5-18 arasında değişen kırk çocuğa bir yıl
boyunca yaban mersini suyu veya plasebo verilmiştir (Afshar, Stothers, Scott, & MacNeily,
2012).
Yaban mersini suyu tüketenlerde idrar yolu enfeksiyonu insidansı kişi başı 0.4 iken
plasebo grubunda 1.15 olarak bulunmuştur (p=0.045).
Yaban mersini suyu tüketimi ile idrar
yolu enfeksiyonu riskinde %65’lik bir azalma gözlemlenmiştir. Yaban mersini suyu yüksek
konsantrasyonda proantosiyanidin içerirken ve anti-bakteriyel özelliğe de sahiptir (Afshar ve
diğ., 2012)
. Dolayısıyla bu çalışmada yaban mersini suyunun pediatrik hastalarda ateşli
olmayan idrar yolu enfeksiyonundan korunmada etkili olabileceği vurgulanmıştır (Afshar ve
diğ., 2012).
Benzer bir başka çalışmada, seksen dört kız çocuğuna altı ay boyunca
yabanmersini suyu verilmiştir. Yaban mersini suyu tüketenlerde idrar yolu enfeksiyonu
insidansı (%18.5) kontrol grubuna (%48.1) kıyasla düşük çıkmıştır (Gardner, 2014).
Sağlıklı çocuklarda yaban mersini tüketimi genel olarak idrar yolu enfeksiyonu
geçirme sayısını azaltırken hastalığın tedavisine bağlı olarak antibiyotik kullanılan gün
sayısını da azaltmaktadır (Durham, Stamm, & Eiland, 2015).
Fakat güvenli kullanım dozu ve
süresi ile ilgili öneride bulunmak için daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır (Durham ve diğ.,
2015)
Mürver Suplemanları (Elderberry)
Mürver suplemanlarının 1-3 yaş arasındaki çocuklarda grip hastalığının tedavisi için
kullanılması uygun değildir , çünkü hazırlanmasında kullanılan glikosit sambunigrin toksik etki
gösterebilir ve ayrıca kurşun ve siyanür zehirlenmesine de neden olabilmektedir (Gutierrez,
Silbert-Flagg, & Vohra, 2015).
Yapılan çalışmada 18 yaş altı bireylerin kullanmaması
gerektiği belirtilmektedir (Gutierrez ve diğ., 2015).
Bebek ve Çocuklarda Bitkisel Desteklerin Kullanımına Yönelik Uyarılar ve Öneriler
Bütün bitkisel destek ürünlerinin yarı ömürleri bilinmediği için planlı operasyonlardan 2-3
hafta öncesinde kullanımları durdurulmalıdır (Kaye ve diğ., 2012).
Bitkisel destek ürünleri, farmakodinamik etkileşime bağlı olarak CYP450 karaciğer
enziminin işlevini değiştirebilir. Böylece reçeteli bir ilacı dahi toksik veya etkisiz hale
getirebilir. Örneğin, 5-hidroksitriptofan (sarı kantaronda çoğunlukla bulunur) ile
antidepresanların beraber kullanılması, serotonin sendrom riskini arttırabileceği için
kontraendikedir (Gutierrez ve diğ., 2015).
Bitkisel desteklerin birçok yan etkisi olabilir.
Çocuklarda bitkisel destek ürünlerinin
kullanılması ile oluşan yan etkiler incelendiği sistematik bir derlemede, çocukların
%35’inde nörolojik etkiler (baş dönmesi, merkezi sinir sistemi depresyonu ve letarji),
%10’ununda kardiyovasküler etkiler (hipertansiyon), %14’ünde gastrontestinal etkiler
(kusma, bulantı, diyare) ve %11’inde hepatotoksikoloji ve sarılık oluştuğu gösterilmiştir
(Izzo, Hoon‐Kim, Radhakrishnan, & Williamson, 2016)
Klinik çalışmalar çoğunlukla yetişkinler üzerinde yapıldığı için çocuklarda kullanılması
uygun olan dozlar kesin ve net olarak belirlenememiştir.
Genel pediatri kılavuzları çok
küçük ve küçük çocuklar için yetişkinlerin üçte biri kadar dozu ayrıca okul çağındaki
çocuklar içinde yetişkin dozunun yarısı kadar olan miktarı belirtmektedir (Samour &
King, 2012).
Çocukların vücut ağırlıkları yetişkinlerden daha düşük olduğu için ve birçok ilacı
metabolize edebilecek yeterli karaciğer enzimleri olmadığı için kullanmaları gereken doz
her zaman yetişkinlerin kullandığı dozdan daha az olmalıdır (Samour & King, 2012).
Ayrıca iki klasik kural çocuklarda kullanılan bitkisel destek ürünlerinin doz miktarının
hesaplanmasında kullanılmaktadır.
Bunlar Clark’s Kural’ı veya Young’s Kural’ıdır.
Clark’s Rule hesaplanırken çocuğun vücut ağırlığı (kg) önce 2.20 ile çarpılarak libre (lb)
cinsine çevrilir daha sonra sabit bir değer olan 150’ye bölünür. Elde edilen kesir yetişkin
dozun kaçta kaçının çocuğa verileceğini belirlemiş olur (Tablo 1)
Young’s Kural’ında ise
çocuğun yaşı oniki ile toplanır ve bir değer elde edilir. Çocuğun yaşı elde edilen bu değere
bölünür ve yetişkin dozunun kaçta kaçını tüketeceği saptanmış olur (Tablo 1)
(Samour,
P., & King, K. 2012).
Tablo 1: Bitkisel Destek Ürünleri Pediatrik Kullanım Dozunun Belirlenmesi (Samour, P.,
& King, K. 2012)
Clark’s Kuralı: Vücut ağırlığı (lb)/150 Vücut Ağ. 50lb 50/150 = 1/3 Yetişkin doz
Young’s Kuralı: Yaş/yaş+12 4 yaşında 4/(4+12) = 1/4 Erişkin doz
Bebek ve Çocuklarda bitkisel destek ürünlerinin kullanılmasının temel ilkeleri bilinmeli
ve uygulanmalıdır. Bunlar:
1. Klinisyenler/Diyetisyenler danışanlarının bitkisel destek ürünlerinin kullanımlarını
sorgulamalıdır. Bitkisel destek ürünlerinin risk ve faydaları hakkında bilgi sahibi
olmalı ve ailelere güvenli uygulama hakkında rehberlik edebilmeli, onları güvenilir
bitkisel destek ürünlerinin yönlendirmelidir.
2. Klinisyenler/Diyetisyenler ilaç-bitki etkileşimine güvenilir kaynaklardan ulaşmalı ve
bilgi sahibi olmalıdırlar.
Doktora danışılmadan ilaç kullanan çocuklarda bitkisel
ürünler kullanılmamalıdır.
Bitkisel ürün-ilaç etkileşimleri üzerine çok az veri olmakla
birlikte; sarı kantaronun (St.John’sWort) diğer antidepresanlarla kullanımının ve
antikoagülan ilaçlarla sarımsak kullanımının oluşturabileceği riskler gibi bazı önemli
bilgiler bilinmektedir (Samour, P., & King, K. 2012).
3. Klinisyenler/Diyetisyenler, danışanlarının bitkisel destek ürünleri tüketimi sonrası
karşılaştıkları olumlu veya olumsuz etkileri hakkındaki geri dönüşümlerini takip etmeli
ve önemsemelidirler.
Sulu, kaşıntılı gözler; aksırma; hırıltı; öksürme; ürtiker alerjinin
işaretlerinden olabilir.
Klinikte bitkisel tedaviden yararlanan pediatristler, alerjiye
eğilimli çocuklarda yeni bir bitkisel desteği kullanırken, “bir seferde tek bir bitkinin
denenmesi ve düşük dozlarda uygulanması” tavsiyesini kullanmaları oluşabilecek
olumsuzların azaltılmasında ve önlenmesinde yararlı olacaktır.
4. Bitkisel tıp uzmanları arasında, hangi bitkisel tedavinin çocuklarda kullanımının
güvenli ve uygun olduğuna dair birçok tartışma bulunmaktadır.
Ancak birçok bitkisel
tıp uzmanının ortak görüşü olarak; uyarıcı laksatiflerin (aloe (Aloe ferox), akdiken
kabuğu (Rhamnus frangula), akdiken kabuğu (Rhamnus purshiana) ve sinameki
yaprağı kafein içeren bitkiler vb.), uyarıcılarların ( kahve,siyah-yeşil çay (Camellia
sinensis), kola cevizi (Cola nitida), guarana (Paullinia cupana), mate (Ilex
paraguariensis), Asya ginsengi (Panax ginseng) ve Amerikan ginsengi (Panax
quinquefolium) vb.), bazı sedatiflerin (kediotu (Valeriana officinalis), Alman papatyası
(Matricaria recutita), şerbetçiotu (Humulus lupulus), limonotu (Melissa officinalis),
çarkıfelek (Passiflora incarnata), sarı kantaronun (Hypericum perforatum) vb.) ve
güçlü alkoloid içeren bitkilerin (berberin, kafein, efedrin, psödoefedrin ve diğerleri)
çocuklarda kullanılmaması önerilmektedir (Samour, P. & King, K. 2012).
5. Klinisyenler/Diyetisyenler rehberlik hizmeti verirken kendi sınırlarını bilmeli, bireysel
önyargılarından uzak durmalı ve danışanlarına onlar için gerekli ise, en uygun olan
zamanda en uygun olan bitkisel destek ürününe yönlendirmelilerdir (Gutierrez, SilbertFlagg, & Vohra, 2014).
Sonuç
Bitkisel destek ürünleri yetişkinler ve çocuklarda yaygın olarak kullanılmakta ve
kullanımı da giderek artmaktadır.
Yaygın olarak hastalıkların iyileştirilmesi, genel sağlık
durumunun daha iyi olması ve sürdürülmesi amacıyla kullanılmalarına rağmen
kullanımlarıyla ilgili sayısız endişe vardır.
Çünkü bu ürünler, ilaçların aksine FDA tarafından
düzenlenmemektedir.
Raflarda yer almadan önce üreticilerin bitkisel destek ürünlerinin
güvenliğini ve etkinliğini ispatlama zorunlulukları yoktur.
Sadece rezene ve kedi otunun
çocuklarda kullanımı bilimsel otoriteler tarafından belirli kurallarla kabul görmektedir (EFSA,
2009; Pellow ve diğ., 2011).
Sarı kantaron, Echinacea, Ginseng, Gingko Biloba, Sarımsak
destekleri için kesin kanıtlar bulunmamaktadır (Onder & Liperoti, 2016).
Yarar/risk oranı iyi
analiz edilmiş bitkilerin veya birçok bitkisel ilaçların uygun pediatrik dozları deneyimli ve
eğitilmiş sağlık profesyoneli tarafından belirlenerek ve olası yan etkilerinin yakından takip
edilerek kullanılması sadece semptomların tedavisinde değil koruyucu düzeyde de
kullanılması açısından yarar sağlayacaktır (Samour, P., & King, K. 2012).
https://dergipark.org.tr/download/article-file/377027
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Anafilaksiye Genel Bir Bakış
Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...
-
normal değerler: 200-350 mikrogram 900 e kadar normal..<100 ağır eksiklik, b 12 düzeyi normalken b 12 vit. eksikliği olabilir.beraberin...
-
GÜNCEL ULUSAL AŞI PROGRAMI Aşı türleri: Canlı aşı : BCG, KKK, Su Çiçeği, Rotavirüs, Oral Polio, Influenza, İnaktive aşı ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder