15 Mayıs 2019 Çarşamba

Bebek ve Çocuklarda Bitkisel Desteklerin Kullanımı ve Sağlık Üzerine Etkileri

Bebek ve Çocuklarda Yaygın Kullanılan Bitkisel Destek Ürünleri

 Ekinezya (Echinacea Purpurea)

 Amerika’da 4-17 yaş arasındaki çocuk ve adölesanlarda yapılan çalışmada en fazla kullanılan bitkisel destek ürününün ekinezya olduğu saptanmıştır (Wu, Wang, & Kennedy, 2013).

 Ekinezya papatyagiller ailesine mensup olup Kuzey Amerika’da yetişmektedir. Üst solunum yolu enfeksiyonları için profilaktik ve tedavi edici ajan olarak kullanımı önerilmektedir.
Fakat profilaktik etkisi için yeterli veri yoktur.
 Gelişmiş fagositoz ve nonspesifik T-hücre uyarıcı olduğu için in vivo ve in vitro immün uyarıcı özelliğe sahip olup yapısında alkilamid ve polisakkarit bulunmaktadır (Kaye, Baluch, & Kaye, 2012).
Klinik olarak grip belirtileri başlar başlamaz ekinezya kullanılması, soğuk algınlığı ve/veya gribin şiddetini ve sürecini azaltabilmektedir (Kaye ve diğ., 2012) .
 İki aydan fazla kullanılması taşiflaksiye neden olmaktadır (Kaye ve diğ., 2012).
 Çocuklarda en sık karşılaşılan yan etki deride döküntü ve kızarıklıktır (Karsch-Völk, Barrett, & Linde, 2015).
Çift körlü randomize kontrollü bir çalışmada yaşları 2-11 arasında değişen üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren 407 çocuğa günde iki kez ekinezya (Echinacea purpurea) şurubu verilerek plasebo ile karşılaştırılmıştır (Pearcy, Benko, & Safranek, 2012).
İki-beş yaş arası çocuklara yetişkin dozun yarısı (3.75mL günde 2 kez), altı-on yaş arası çocuklara ise yetişkin dozun %67’si (5mL günde 2 kez) verilmiştir.
Ailelerin doldurduğu ölçeklerle yapılan hastalık ile ilişkili elde edilen skorlarda ekinezya kullananlar ve plasebo grubu arasında istatistiksel bir fark bulunamamıştır.
Ekinezya kullanan çocuklardan iki tanesinde alerjik reaksiyon gözlenmiştir (Pearcy ve diğ., 2012).

Ginseng (Panax quinquefolius)

 Amerikan ginsengi (Panax quinquefolius) ve Asya veya Çin ginsengi (Panax ginseng) olarak iki tür piyasada bulunmaktadır.

 Genel olarak çevresel strese karşı direnç arttırıcı ve fiziksel dayanıklılığı güçlendirici olarak kullanılmaktadır.
Anti-platelet aktivitesinden dolayı tek başına alındığında kanama riskini arttırabilmektedir (Markham & Dog, 2013).
 Çift körlü randomize plasebo kontrollü yapılan bir çalışmada, polisakkaritten zengin Amerikan ginseng kökü extratı içeren COLD-FX kullanımının 3-12 yaş arasındaki çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu üzerine etkisine bakılmıştır (Savers, 2015).

 Çalışma 3 grup üzerinde yürütülmüştür.
Birinci gruba standart doz (birinci gün 26mg/kg günlük; ikinci gün 17mg/kg günlük, üçüncü gün 9 mg/kg günlük; 70kg yetişkinin 600mg, 400mg, 200mg olarak günde 3 kez tükettiği doza eşittir),
 ikici gruba düşük doz (standart dozun yarısını) verilmiştir.
Üçüncü grup da plasebodur.
 Tedaviye semptomların gözlendiği ilk 48 saat içinde başlanmıştır.
Kayıtlı yetmiş beş denekten kırk beşinde üst solunum yolu enfeksiyonu gelişmiş ve bu denekler randomize olarak tedavi gruplarına yerleştirilmiştir.
 Standart doz alanlarda ortalama semptomların uzunluğu 1.5 gün, düşük doz alanlarda 1.9 gün ve plasebo grupta da 1.9 gün olarak saptanmıştır.
Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir (Savers, 2015)

Sinameki (Cassia Angustifolia)

 Sinameki, içerdiği etken madde sennosides A ve sennosides B sayesinde laksatif etki göstermektedir (Rama Reddy ve diğ., 2015).

 Sinameki tüketildikten sonra yapısında bulunan sennosides A ve B değişme uğramadan kalın barsağa ulaşarak, bakteriyal flora tarafından hidrolize edilir böylece rhein ve rhein-anthrone dönüştürülerek hem sekresyon hem de motiliteye etki ederek laksatif etkinin oluşmasını sağlar (Cirillo & Capasso, 2015).
Çocuklarda konstipasyon görülme sıklığı %4 ila %36 arasında değişmektedir.
Sinamekinin üç aydan daha uzun süre kullanılması kabızlığın tekrarlanmasını önleyebilmektedir. Fakat çocuklarda kabızlık tedavisinde kullanılması için daha fazla kanıta ihtiyaç vardır (Noras, Yousefi, & Kiani, 2013).
Ayrıca uzun süreli kullanılması kronik diyare dolayısıyla sıvı ve elektrolit kaybı ile ilişkilendirilmektedir (Abdualmjid & Sergi, 2013)



Ginkgo Biloba (Mabet Ağacı)

Ginkgo biloba ağacının yaprakları ginkgolides molekülleri içerirler.
Bu moleküller platelet-aktivasyon faktörünü (PAF) inhibe ederek platelet agregasyonunda azalmaya, kardiyak kontraktilitede ve kroner kan akışında da artışa neden olabilmektedirler (Percival, 2013). Yapılan bir çalışmada pediatrik hastalarda kullanılan bitkisel destek ürünlerinin sadece %35’inin DEHB semptomlarının tedavisinde kullanıldığı saptanmıştır (Mazhar, Harkin, Foster, & Harris, 2016).

DEHB çocukların yaklaşık %3-7’sini etkilemektedir.
Ginkgo biloba, serebral vasküler kan akışını hızlandırarak dikkat eksikliği ile ilişkili hiperaktiviteyi azaltabilmektedir (Shakibaei, Radmanesh, Salari, & Mahaki, 2015).

Çocuk ve adölesanlarda yapılan randomize-kontrollü çift körlü bir çalışmada altı hafta süreyle bir gruba metilfenidat (20-30mg/gün) ve ginkgo biloba (80-120mg/gün) diğer gruba ise metilfenidat ve plasebo verilmiştir.

 Plasebo ile kıyaslandığında ginko biloba tedavisinin daha etkili olduğu saptanmıştır (Shakibaei ve diğ., 2015).

Bir başka çift körlü randomize çalışmada 6-14 yaş arası (n=50) çocuk ve adölesanlara altı hafta boyunca 80-120 mg/gün ginkgo biloba preparatı (n=25) veya metilfenidat (n=25) verilmiştir (Sarris, Kean, Schweitzer, & Lake, 2011).

Sonuç olarak ginkgo biloba kullanımının metilfenidat ile kıyaslanabilecek bir faydası olmadığı saptanmıştır.
Gingko bilobanın tam etkisine ulaşabilmesi ve klinik etkisinin gözlemlenmesi için çalışmanın süresinin yeterli olmayabileceği düşünülmüştür (Sarris ve diğ., 2011)



Sarmaşık Yaprağı Özütü (Hedera Helix)

 Çocuklarda bronşiyal astım tedavisinde kullanılmaktadır (Hunt & Ernst, 2011).
 Yaşları 2-86 (ortalama yaş:23 ± 20) arasında olan 590 hastada 7 gün süreyle yapılan çift körlü randomize çalışmada sarmaşık yaprağı soft ekstratının ve sarmaşık yaprağı extratının akut bronşit terapisinde kullanımının bronşit şiddet ölçeği skorunda benzer azalma gösterdiği saptanmıştır (Cwientzek, Ottillinger, & Arenberger, 2011).
 Yapılan başka bir çalışmada, yaşları 0-12 arasında olan, 268 çocuk 14 gün süreyle sarmaşık yaprağı şurubu veya damlasıyla tedavi edilmiştir (Schmidt, Thomsen, & Schmidt, 2012).
 Kullanılan bitkisel desteklere gösterilen tolerasyon ve uyum, şurup için %99 ve damla için %100 olarak saptanmıştır.
 Katılımcıların sadece beşinde (%1.9’unda) hafif ve ciddi olmayan yan etkiler gözlemlenmiştir. Sonuç olarak sarmaşık yaprağı ekstraktlarının şurup veya damla olarak kullanılmasının etkili ve güvenli olduğu belirtilmiştir (Schmidt ve diğ., 2012).
 Kronik inflamatuar bronşiyal hastalık veya öksürüğün eşlik ettiği soğuk algınlığı geçiren 330 bireyde kullanılan film kaplı sarmaşık yaprağı tabletlerin tüketiminin güvenli olduğu ve iyi tolere edildiği gösterilmiştir (Stauss-Grabo ve diğ., 2011).
Fakat sistematik bir derlemede incelenen çalışmalarda hedera helix’in kendisiyle kıyaslanması, çalışmalarda plasebo veya kontrol grubu olmaması ayrıca çalışmaların ciddi metodolojik kusurları olması nedeniyle hedera helix’in klinik faydalarının kanıta dayalı olmadığı belirtilmiştir (Holzinger & Chenot, 2011)



Sarı Kantaron/St. John’s Wort (Hypericum Perforatum)

 Avrupa Bilimsel Fitoterapi Birliği uykusuzluk, anksiyete ve çabuk öfkelenmenin tedavisi için sarı kantaron kullanımını önermektedir (ESCOP, 1997).
St. John’s Wort’un serotoninin, norepinefrinin ve dopaminin yeniden alımını önlediğini böylece antidepresan aktiviteye katkıda bulunduğunu bilinmektedir (Pellow, Solomon, & Barnard, 2011). Sonuç olarak hafif-orta depresyon tedavisi için kullanılan geleneksel seçici serotonin gerialım inhibitörü olan antidepresanlara karşı yan etkisinin az olması nedeniyle 12 yaş altı çocuklarda tedavi için bir seçenek olabilir (Pellow ve diğ., 2011).
 Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan pediatrik hastalarda sekiz hafta süreyle yapılan randomize-kontrollü çalışmada ebeveynler ve klinisyenler hastalığın semptomlarında plasebo grubuna kıyasla St. John’s Wort kullanan grupta farklılık görmemişlerdir (Searight, Robertson, Smith, Perkins, & Searight, 2012). St. John’s Wort’un kullanım süresi ve alınan doza bağlı olarak beraberinde tüketilen ilaçların farmakokinetiğini etkileyebildiği bildirilmektedir (Berginc, 2015).


Papatya/Chamomile (Matrica Chamomilla-Papatya) 

İnfantil kolik tedavisinde etkili olabileceği düşünülmektedir.
 Fakat yeni doğanda kullanılacak standart dozun belli olmaması ve uzun dönem kullanılmasının bebeğin beslenmesini özellikle de bebeğin süt alımını etkilemesi papatya kullanımı hakkındaki endişeleri arttırmaktadır (Savino, Garro, Nicoli, & Ceratto, 2015)


Sarımsak Suplemanları (Allium Sativum)

 Sarımsak yüzyıllardır profilaktik ve teropatik medikal ajan olarak kullanılmaktadır.
 Bu özellikleri yapısında barındırdığı organosülfür bileşenler ve antioksidan aktivitesinden kaynaklanmaktadır (Upadhyay, 2016)
. Çocuklarda sulu sarımsak ekstratı gastrointestinal sistemdeki parazitlerin tedavisi amacıyla kullanılmaktadır (Marquardt, Kaft, & Nieber, 2015).

 Sarımsak ekstrakları, hymenolepiasis nana ve giardiasis lamblia’ya ayrıca gastrointestinal parazitlere özellikle cestodes ve trematodese karşı anti-parazitik etki göstermektedir.

Üç gün boyunca ham ekstrakt (2x5 mL/gün) veya ticari ekstrakt (4x0.6 mg kapsül/gün) kullanımının Hymneolepis nana ve Giardiasis lamblia tedavisinde güvenli ve etkili olduğu saptanmıştır (Marquardt ve diğ., 2015).

 Sarımsak tüketimi ile kanser riskinde azalma arasında ters ilişki olduğu düşünülmektedir (Kim & Kwon, 2009).
 Fakat bu ilişki kanıta dayalı olarak ispatlanamamıştır.
 Birleşik Devletler Gıda ve İlaç Bakanlığı’nın kanıta dayalı derlemesinde 19 insan çalışması incelenmiştir.
Sarımsak tüketimi ve farklı kanser çeşitlerinin görülme riskinde azalmayı destekleyen güvenli kanıtlar bulunmamaktadır (Mansky, 2012).



Rezene (Foeniculum Vulgare) 

Geleneksel olarak rezene meyvesi ve yağı gaz ağrısını rahatlatmak ve üst solunum yolu enfeksiyonunu gidermek için kullanılmaktadır.
Ayrıca rezene ile hazırlanan çaylar Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre ve İtalya’da genellikle infantil kolik nedenli abdominal ağrının giderilmesinde tercih edilmektedir (Colombo, 2012).
 Bebek ve çocuklar için düzenli kullanılması estragol alımı açısından risk teşkil etmez çünkü infüzyon ve bebekler için kullanılan hazır çaylar Avrupa Düzenleme gıda katkıları tarafından kabul edilen maksimum değerden 1000 kat daha az estragol içermektedir (Colombo, 2012)

Bebekler için kullanılması en uygun olan ürünler Avrupa bebek besinleri kanunlarına göre özel olarak üretilen hazır çaylardır (Colombo, 2012).
Çift-kör, plasebo kontrollü çalışmada infantil kolik tanısı almış bebeklere %0.1 rezene yağı emülsiyonu, suda %0.4 polisorbat ile beraber 5 mL ila 20 mL arasında öğünlerden önce 4 kez verilerek toplam 12 mL/kg/gün olarak sınırlandırılmıştır.
 Rezene alan grupta almayan gruba kıyasla kolik semptomlarında belirgin bir iyileşme (sırasıyla %65: %23.7) gözlenmiştir. Rezene kullanımına bağlı herhangi bir yan etki saptanmamıştır (Perry, Hunt, & Ernst, 2011).
 Avrupa Gıda Güvenliği Topluluğu (EFSA), çocuklar için ortalama rezene alım miktarının 3-5g taze bitkinin ufalanarak çay formuna getirilerek ve üç doza bölünerek tüketilmesini, kısa süre (yedi günden az) kullanılmasını, 4 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamasını önermektedir (EFSA, 2009)


Kedi Otu (Valerian Officinals) 

Kedi otu, yatıştırıcı ve antispazm özelliği ile sinir sisteminde etkilidir.
Anksiyete, uykusuzluk ve DEHB’nun tedavisinde kullanılır (Pellow ve diğ., 2011).
 Valeranik asit, merkezi sinir sisteminde GABA’nın yıkılmasını baskılayarak huzursuzluk hastalıklarında onun alternatif bir seçenek olmasını sağlamaktadır.
Avrupa Bilimsel Fitoterapi Birliği (ABFB), 3-12 yaş arasındaki çocuklarda kedi otu kullanımını tıbbi gözetimle beraber onaylamaktadır (Pellow ve diğ., 2011).
Huzursuzluk ve dissomniya sorunu olan on iki yaşından küçük 900 çocuğa verilen kedi otu ve melisa otu karışımının uykuda belirgin iyileşmelere neden olduğu gözlenmiştir (Badin, Haddad, & Shatkin, 2016).
Zihinsel engelli çocuklarda kedi otu kullanılması uykuya dalma süresinin gecikmesini belirgin olarak azaltmış ve toplam uyku süresini ve kalitesini arttırmıştır.
Ayrıca hiperaktvitesi olan çocuklarda daha fazla fayda sağlamıştır (Badin ve diğ., 2016).


Yaban Mersini/Cranberry (Vaccinium macrocarpon))


 İdrar yolu enfeksiyonu her yıl milyonlarca çocuğu etkileyen, ayaktan tedavi gerektiren dikkate alınması gereken tıbbi bir tablodur.
 Yaban mersini ekstratı veya suyu çocuklarda idrar yolu enfeksiyonunu önlemek amacıyla kullanılmakta olup günümüzde ticari formları da (kapsül veya tablet) bulunmaktadır. (Goldman, 2012).

Randomize kontrollü bir çalışmada, yaşları 5-18 arasında değişen kırk çocuğa bir yıl boyunca yaban mersini suyu veya plasebo verilmiştir (Afshar, Stothers, Scott, & MacNeily, 2012).
 Yaban mersini suyu tüketenlerde idrar yolu enfeksiyonu insidansı kişi başı 0.4 iken plasebo grubunda 1.15 olarak bulunmuştur (p=0.045).
 Yaban mersini suyu tüketimi ile idrar yolu enfeksiyonu riskinde %65’lik bir azalma gözlemlenmiştir. Yaban mersini suyu yüksek konsantrasyonda proantosiyanidin içerirken ve anti-bakteriyel özelliğe de sahiptir (Afshar ve diğ., 2012)
. Dolayısıyla bu çalışmada yaban mersini suyunun pediatrik hastalarda ateşli olmayan idrar yolu enfeksiyonundan korunmada etkili olabileceği vurgulanmıştır (Afshar ve diğ., 2012).

 Benzer bir başka çalışmada, seksen dört kız çocuğuna altı ay boyunca yabanmersini suyu verilmiştir. Yaban mersini suyu tüketenlerde idrar yolu enfeksiyonu insidansı (%18.5) kontrol grubuna (%48.1) kıyasla düşük çıkmıştır (Gardner, 2014).

Sağlıklı çocuklarda yaban mersini tüketimi genel olarak idrar yolu enfeksiyonu geçirme sayısını azaltırken hastalığın tedavisine bağlı olarak antibiyotik kullanılan gün sayısını da azaltmaktadır (Durham, Stamm, & Eiland, 2015).
Fakat güvenli kullanım dozu ve süresi ile ilgili öneride bulunmak için daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır (Durham ve diğ., 2015)


Mürver Suplemanları (Elderberry) Mürver suplemanlarının 1-3 yaş arasındaki çocuklarda grip hastalığının tedavisi için kullanılması uygun değildir , çünkü hazırlanmasında kullanılan glikosit sambunigrin toksik etki gösterebilir ve ayrıca kurşun ve siyanür zehirlenmesine de neden olabilmektedir (Gutierrez, Silbert-Flagg, & Vohra, 2015).

Yapılan çalışmada 18 yaş altı bireylerin kullanmaması gerektiği belirtilmektedir (Gutierrez ve diğ., 2015).

Bebek ve Çocuklarda Bitkisel Desteklerin Kullanımına Yönelik Uyarılar ve Öneriler

  Bütün bitkisel destek ürünlerinin yarı ömürleri bilinmediği için planlı operasyonlardan 2-3 hafta öncesinde kullanımları durdurulmalıdır (Kaye ve diğ., 2012).

 Bitkisel destek ürünleri, farmakodinamik etkileşime bağlı olarak CYP450 karaciğer enziminin işlevini değiştirebilir. Böylece reçeteli bir ilacı dahi toksik veya etkisiz hale getirebilir. Örneğin, 5-hidroksitriptofan (sarı kantaronda çoğunlukla bulunur) ile antidepresanların beraber kullanılması, serotonin sendrom riskini arttırabileceği için kontraendikedir (Gutierrez ve diğ., 2015).

Bitkisel desteklerin birçok yan etkisi olabilir.
 Çocuklarda bitkisel destek ürünlerinin kullanılması ile oluşan yan etkiler incelendiği sistematik bir derlemede, çocukların %35’inde nörolojik etkiler (baş dönmesi, merkezi sinir sistemi depresyonu ve letarji), %10’ununda kardiyovasküler etkiler (hipertansiyon), %14’ünde gastrontestinal etkiler (kusma, bulantı, diyare) ve %11’inde hepatotoksikoloji ve sarılık oluştuğu gösterilmiştir (Izzo, Hoon‐Kim, Radhakrishnan, & Williamson, 2016)

Klinik çalışmalar çoğunlukla yetişkinler üzerinde yapıldığı için çocuklarda kullanılması uygun olan dozlar kesin ve net olarak belirlenememiştir.
Genel pediatri kılavuzları çok küçük ve küçük çocuklar için yetişkinlerin üçte biri kadar dozu ayrıca okul çağındaki çocuklar içinde yetişkin dozunun yarısı kadar olan miktarı belirtmektedir (Samour & King, 2012).

Çocukların vücut ağırlıkları yetişkinlerden daha düşük olduğu için ve birçok ilacı metabolize edebilecek yeterli karaciğer enzimleri olmadığı için kullanmaları gereken doz her zaman yetişkinlerin kullandığı dozdan daha az olmalıdır (Samour & King, 2012).

Ayrıca iki klasik kural çocuklarda kullanılan bitkisel destek ürünlerinin doz miktarının hesaplanmasında kullanılmaktadır.
Bunlar Clark’s Kural’ı veya Young’s Kural’ıdır.

Clark’s Rule hesaplanırken çocuğun vücut ağırlığı (kg) önce 2.20 ile çarpılarak libre (lb) cinsine çevrilir daha sonra sabit bir değer olan 150’ye bölünür. Elde edilen kesir yetişkin dozun kaçta kaçının çocuğa verileceğini belirlemiş olur (Tablo 1)

 Young’s Kural’ında ise çocuğun yaşı oniki ile toplanır ve bir değer elde edilir. Çocuğun yaşı elde edilen bu değere bölünür ve yetişkin dozunun kaçta kaçını tüketeceği saptanmış olur (Tablo 1)

(Samour, P., & King, K. 2012). Tablo 1: Bitkisel Destek Ürünleri Pediatrik Kullanım Dozunun Belirlenmesi (Samour, P., & King, K. 2012)


Clark’s Kuralı:   Vücut ağırlığı (lb)/150   Vücut Ağ. 50lb    50/150 =   1/3 Yetişkin doz
Young’s Kuralı:  Yaş/yaş+12                4 yaşında                    4/(4+12) =  1/4 Erişkin doz



Bebek ve Çocuklarda bitkisel destek ürünlerinin kullanılmasının temel ilkeleri bilinmeli ve uygulanmalıdır. Bunlar:

 1. Klinisyenler/Diyetisyenler danışanlarının bitkisel destek ürünlerinin kullanımlarını sorgulamalıdır. Bitkisel destek ürünlerinin risk ve faydaları hakkında bilgi sahibi olmalı ve ailelere güvenli uygulama hakkında rehberlik edebilmeli, onları güvenilir bitkisel destek ürünlerinin yönlendirmelidir.

2. Klinisyenler/Diyetisyenler ilaç-bitki etkileşimine güvenilir kaynaklardan ulaşmalı ve bilgi sahibi olmalıdırlar.
Doktora danışılmadan ilaç kullanan çocuklarda bitkisel ürünler kullanılmamalıdır.
 Bitkisel ürün-ilaç etkileşimleri üzerine çok az veri olmakla birlikte; sarı kantaronun (St.John’sWort) diğer antidepresanlarla kullanımının ve antikoagülan ilaçlarla sarımsak kullanımının oluşturabileceği riskler gibi bazı önemli bilgiler bilinmektedir (Samour, P., & King, K. 2012).

 3. Klinisyenler/Diyetisyenler, danışanlarının bitkisel destek ürünleri tüketimi sonrası karşılaştıkları olumlu veya olumsuz etkileri hakkındaki geri dönüşümlerini takip etmeli ve önemsemelidirler.
 Sulu, kaşıntılı gözler; aksırma; hırıltı; öksürme; ürtiker alerjinin işaretlerinden olabilir.
Klinikte bitkisel tedaviden yararlanan pediatristler, alerjiye eğilimli çocuklarda yeni bir bitkisel desteği kullanırken, “bir seferde tek bir bitkinin denenmesi ve düşük dozlarda uygulanması” tavsiyesini kullanmaları oluşabilecek olumsuzların azaltılmasında ve önlenmesinde yararlı olacaktır.

4. Bitkisel tıp uzmanları arasında, hangi bitkisel tedavinin çocuklarda kullanımının güvenli ve uygun olduğuna dair birçok tartışma bulunmaktadır.
Ancak birçok bitkisel tıp uzmanının ortak görüşü olarak; uyarıcı laksatiflerin (aloe (Aloe ferox), akdiken kabuğu (Rhamnus frangula), akdiken kabuğu (Rhamnus purshiana) ve sinameki yaprağı kafein içeren bitkiler vb.), uyarıcılarların ( kahve,siyah-yeşil çay (Camellia sinensis), kola cevizi (Cola nitida), guarana (Paullinia cupana), mate (Ilex paraguariensis), Asya ginsengi (Panax ginseng) ve Amerikan ginsengi (Panax quinquefolium) vb.), bazı sedatiflerin (kediotu (Valeriana officinalis), Alman papatyası (Matricaria recutita), şerbetçiotu (Humulus lupulus), limonotu (Melissa officinalis), çarkıfelek (Passiflora incarnata), sarı kantaronun (Hypericum perforatum) vb.) ve güçlü alkoloid içeren bitkilerin (berberin, kafein, efedrin, psödoefedrin ve diğerleri) çocuklarda kullanılmaması önerilmektedir (Samour, P. & King, K. 2012).

5. Klinisyenler/Diyetisyenler rehberlik hizmeti verirken kendi sınırlarını bilmeli, bireysel önyargılarından uzak durmalı ve danışanlarına onlar için gerekli ise, en uygun olan zamanda en uygun olan bitkisel destek ürününe yönlendirmelilerdir (Gutierrez, SilbertFlagg, & Vohra, 2014).


Sonuç Bitkisel destek ürünleri yetişkinler ve çocuklarda yaygın olarak kullanılmakta ve kullanımı da giderek artmaktadır.
Yaygın olarak hastalıkların iyileştirilmesi, genel sağlık durumunun daha iyi olması ve sürdürülmesi amacıyla kullanılmalarına rağmen kullanımlarıyla ilgili sayısız endişe vardır.
 Çünkü bu ürünler, ilaçların aksine FDA tarafından düzenlenmemektedir.
Raflarda yer almadan önce üreticilerin bitkisel destek ürünlerinin güvenliğini ve etkinliğini ispatlama zorunlulukları yoktur.
 Sadece rezene ve kedi otunun çocuklarda kullanımı bilimsel otoriteler tarafından belirli kurallarla kabul görmektedir (EFSA, 2009; Pellow ve diğ., 2011).
 Sarı kantaron, Echinacea, Ginseng, Gingko Biloba, Sarımsak destekleri için kesin kanıtlar bulunmamaktadır (Onder & Liperoti, 2016).
 Yarar/risk oranı iyi analiz edilmiş bitkilerin veya birçok bitkisel ilaçların uygun pediatrik dozları deneyimli ve eğitilmiş sağlık profesyoneli tarafından belirlenerek ve olası yan etkilerinin yakından takip edilerek kullanılması sadece semptomların tedavisinde değil koruyucu düzeyde de kullanılması açısından yarar sağlayacaktır (Samour, P., & King, K. 2012).

https://dergipark.org.tr/download/article-file/377027



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anafilaksiye Genel Bir Bakış

  Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT   Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...