Giriş:
Diş çıkarma, bütün çocukların deneyimlediği fizyolojik bir süreçtir (1). Bebeğin ağzında ilk
dişin görünmesi yaşamının önemli bir dönüm noktası olarak düşünülmektedir (2). Bebeklik
gelişiminin normal bir parçası olmasına rağmen, diş çıkarma semptomların yönetimi hakkında çok az
şey bilinmektedir (3). Markman (1), diş çıkarma sürecinde ebeveynlere çok fazla tavsiye verildiğini
ancak bu tavsiyelerin kanıta dayalı olmadığını belirtmektedir. Bebeklerde diş çıkarma ile ilişkili olan
ağrı ve huzursuzluk farmakolojik ve nonfarmokolojik olmayan yöntemlerle yönetilebilmektedir.
Ancak bu tedavilere yönelik yeterli kanıt bulunmamaktadır (3). Bu makale diş çıkarma sürecinde
bebeklerde karşılaşılan sorunları anlamayı ve bu süreçte ebeveynlerin yaklaşımlarını desteklemeyi
amaçlamaktadır.
Diş Çıkarma ve Belirtiler
Çoğu çocuk ilk dişini yaklaşık altı aylıkken çıkarmaya başlamakta ve 30 aylığa kadar 20 süt
dişini tamamlamaktadır (1). Süt dişleri ağız içerisinde belli bir sırayla görülmeye başlamakta ve bu
sürece de “süt dişlenmesi dönemi” denilmektedir (4). Dişlerin önden arkaya, aşağıdan yukarıya doğru
çıktığı bilinmektedir (5). Diş çıkarma yaşı bireysel farklılıklar gösterebilmektedir. Genetik özellik ile
tiroid hormonu diş gelişimini etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Dişlerin erken ya da geç
çıkması genellikle ailevi bir özelliktir. Sağlıklı çocuklarda ilk dişin çıkması 16 aya kadar
gecikebilmektedir (6).
Kılınç ve ark.’nın (4) aktardığına göre beş bin yıllık belgelerde süt dişlerinin çıkması sırasında
bebeklerin genel sağlığında görülen sorunlardan bahsedilmektedir. Hipokrat, süt dişlerinin çıkması
sırasında ateş, ishal ve konvülziyon da dahil birçok hastalığın görülebileceğini belirtmiştir (4).
Fransa’da 16. yy’dan 19. yy’a kadar tüm bebek ölümlerinin %50’sinin nedeni diş çıkarma sırasında
görülen rahatsızlıklara bağlanmıştır. Ayrıca 1839’da İngiltere’de dört yaş altı çocuk ölümlerinin
%12’sinin nedeni diş çıkarma sırasında karşılaşılan sorunlardan kaynaklandığı rapor edilmiştir (1).
Anne-babalar diş çıkarmayı sağlık problemleri ile ilişkilendirmektedir (7). Bebeklerin üçüncü
ayından başlayarak tükrük salgısı artmaktadır. Bu bulgu, süt dişlerinin diş etlerini delerek çıkmaya
hazırlandığını işaret etmektedir (6). Süt dişlerinin çıkması sırasında kuru öksürük, mızmızlık, uyku
bozukluğu, diş eti inflamasyonu, salya akması en yaygın görülen belirtiler arasındadır. Ancak ateş,
ishal ve çok sayıda diğer şikayetler yeterli kanıt olmamasına rağmen, yaygın olarak diş çıkarma
sürecinin sorunu olarak belirtilmektedir (7). İlk diş çıkarma belirtileri arasında salyada artış,
huzursuzluk ve diş çıkarılan alanda lokalize rahatsızlık bulunmakta ancak çoğu bebekte bu sıkıntıların
görülmediği belirtilmektedir (8).
Yapılan çalışmalarda en fazla karşılaşılan rahatsızlığın huzursuzluk olduğu, bunu ateş, salyada
artış, diş etlerinde kızarıklık/kaşıntı, ısırma/çiğnemede artış, iştah kaybı, ishal, katı gıdalara karşı
isteksizlik ve uykuda geçen sürede azalma izlediği saptanmıştır (4,9,10). Aliyu ve ark. (11) bebeklerde
en yaygın karşılaşılan belirtilerin ateş, iştah kaybı ve kusma olduğunu ve annelerin %90,6’sının bu
Çelen R ve ark. Bebeklerde Diş Çıkarma JCP2018;16(2):181-186
183
semptomların diş çıkarma ile ilişkili olduğuna inandığını belirtmektedir. Plutzer ve ark.’nın (12)
yaptıkları randomize kontrollü bir çalışmada süt dişlerinin çıkması sırasında en yüksek oranda
rastlanan dört belirtinin salyada artış, ısırma ve çiğnemede artış, huzursuzluk ve uykuda geçen sürede
azalma olarak sıralamışlardır. İki prospektif kohort çalışmasında (13,14) diş çıkarma ile önceden
bildirilen semptomlar arasında zayıf bir ilişki olduğu bulunmuştur. En tutarlı görülen semptomların
ısırma, salyada artış, dişetini sürtme ve huzursuzluktur. Katı gıdalara karşı azalmış iştah ve vücut
ısısında artış (<38,9°C) da birçok çalışmada bildirilmiştir (1).
Diş Çıkarma Sürecindeki Uygulamalar: Diş çıkarma süreci çoğu anne-baba için endişe kaynağıdır.
Diş çıkarmaya bağlı diş eti ağrısı, ıslak yıkanmış bir bez veya soğuk diş halkaları kullanılarak veya
temiz bir parmakla diş etlerine masaj yapılarak azaltılabildiği belirtilmektedir (15). Ailelerin bu
süreçte bebeklerinin diş etlerine temiz ve soğuk bir bezle masaj yapmaları, beslenme öncesi diş
jellerinden sürmeleri, diş etlerine masaj için dişlikler ya da çiğneyebileceği soğuk (havuç…) bir şeyler
vermesi bebeklerin ağrısını ve huzursuzluğunu azalttığı ve bu süreci daha rahat geçirmelerine yardımcı
olduğu vurgulanmaktadır (16). Kahya’nın (17) aktardığına göre İbni Sina kitabında diş çıkarma
sürecinde titremelerin doğal olduğunu ve bu süreçte bebeklerin vücudunun nergis ve şebboy yağı ile
ovularak bebeğin rahatlatılması gerektiği belirtilmektedir.
Amerikan Pediatrik Diş Hekimliği Akademisi (AAPD) semptomların tedavisi için bebeklerin
dişetine soğutulmuş halkalar ve oral analjezik uygulamasını önermektedir. AAPD sıkıntıyı gidermek
için reçetesiz satılan diş jelleri dahil topikal anesteziklerin kullanımını bu ürünlerin güçlü toksisitesi
nedeniyle önermemektedir (8). Asetaminofen ve ibuprofenin konservatif kullanımı diş çıkarma
ağrılarını hafifletmeye yardım edebilmektedir. Benzokain içeren jeller ise methemoglobinemi
riskinden dolayı bebekler için önerilmemektedir (1,15).
Adam ve Abhulimhen-Iyoha (18) annelerin diş çıkarma sıkıntısını hafifletmek için %74,4’ü
diş çıkarma şurubu kullandığını, %61,8’i ılık süngerle diş etine pansuman yaptığını ve %61,1’i diş
çıkarma oyuncağı verdiğini belirtmiştir. Uğurlu ve ark. (16) yaptıkları çalışmada bebeklerin
%29,7’sinin diş çıkarma nedeniyle ağrı yaşadığı ve ağrının giderilmesi için annelerin çoğunlukla
(%50) ağrı kesici jel uyguladığı belirlenmiştir. Rahman ve ark. (19) tarafından yapılan çalışmada,
annelere çocuklarının diş çıkarma sürecinde yaptıkları geleneksel uygulamalar sorulmuş, %31,9’u
çocuğun eline dişini kaşısın diye sert oyuncak, diş kaşığı, ekmek kabuğu, yeşil soğan, pırasa, salatalık
verildiği saptanmıştır. Plutzer ve ark. (12) ise bebeklerde diş çıkartma sıkıntısını azaltmak için
annelerin %73,4’ünün topikal ve %65,9’unun oral ilaç kullandığını belirtmektedir.
Diş çıkarma sürecinde semptomlarla nasıl baş edileceğiyle ilgili Kanıta dayalı çalışmaların az
sayıda olduğu göze çarpmaktadır. Medline ve Cochrane taramasında konu ile ilgili üç randomize
kontrollü çalışma ve bu çalışmaların iki tanesinin 40 yıldan uzun bir süre önce yayınlanan topikal
ilaçlarla ilgili olduğu, diğerinin ise annelerin semptomlarla baş etmesi üzerine yapıldığı görülmektedir
(12,20,21).
Çelen R ve ark. Bebeklerde Diş Çıkarma JCP2018;16(2):181-186
184
Homeopatik ve doğal tedavilerin yaygın bir şekilde kullanıldığı ve bebeklerde diş çıkarma
sürecinde ortaya çıkan huzursuzluğun giderilmesine katkı sağladığı belirtilmesine rağmen bu tedavi
yönteminin etkinliğine yönelik yeterli kanıt bulunmamaktadır. Amber (Kehribar), diş çıkarma
sürecinde kullanılan geleneksel tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Amberin doğal bir analjezik
olduğu ve takıldığı zaman vücuda az miktarda yağ yayarak diş çıkarma sürecinde ortaya çıkan
rahatsızlığı giderdiğine inanılmaktadır. Bu doğrultuda kolye, bileklik ya da halhal olarak çocuğa
takılabilmektedir. Amberin oral bir tedavi yöntemi olmadığı dolayısıyla boncukların emilmesinin veya
çiğnenmesinin bir etkisinin bulunmadığı belirtilmektedir (1).
Diğer doğal ya da homeopatik tedaviler seyreltilmiş karanfil yağı, doğal meyan kökü
(şekersiz), rezene, yeşil soğan, zeytinyağı, zencefil kökü ve vanilyayı kapsayan bitki ve yağların diş
etlerine uygulanmasını içermektedir. Birçok homeopatik tedavinin papatya içerdiği dikkat
çekmektedir. Ayrıca yanaklarda kızarıklık, huzursuzluk ve ishal gibi şikayetleri olan çocuklarda,
papatyanın yararlı olduğu iddia edilmektedir (1). Tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) diş çıkarma
sürecindeki ağrıyı yönetmek için çay ağacı ve karanfil yağı bazlı merhemler, bitkisel formülasyonlar,
aromaterapi ve homeopatik ilaçları içeren bir dizi yöntem önermektedir. Ancak bu yöntemlerden
hiçbirinin diş çıkarma sürecindeki ağrıyı yönetmek için etkinliği kanıtlanmamıştır (3).
Bu süreçte ebeveynler bebeklerini rahatlatmak için çeşitli yöntemlere başvurmaktadır.
Ebeveynlerin %80’inden fazlası çocuklarının sağlık sorunlarını ve sorunların tedavisi ile ilgili bilgiye
internet aracılığı ile ulaştığı belirtilmektedir. Bu bilgiler çocukların belirti, bulgu ve tedavilerinin
yönetiminde ebeveynlerin kararlarını etkileyebilmektedir. Özellikle reçetesiz satılan ürünlerin diş
çıkarma tedavisi için yeterli kanıt olmamasına rağmen sosyal medyada yaygın olarak önerildiği
görülmektedir (22).
Diş çıkarma sürecinde ebeveynlerin semptomlarla baş edebilmesi aynı zamanda diş çürüğü
riskinin azaltılabilmesi için ilk diş bakımının verilmesi önemlidir. Diş çıkarmamış bebeklerin erken
dönemde bile (üç aylık) diş çürüklerine neden olan streptococcus mutans ile karşılaşabilmektedir.
Annelerin ağız bakımı alışkanlığı kazandırmak ve streptococcus mutans düzeylerini düşürmek için
bebeklerin diş etlerini temiz, ıslak bir bezle her beslenme sonrası temizlemesi gerekmektedir. İlk diş
çıkışı görülünce, anne su ile çok küçük başlı, yumuşak bir diş fırçasını hareket ettirerek bakım
verebilmektedir (15).
Sonuç: Diş çıkarma süreci ebeveynler ve bebekler için uzun, sancılı ve zor bir süreçtir. Bu süreçte
çocuk sağlığı alanında çalışan hemşirelerin ebeveynlere rehberlik etmesi gerekmektedir. Diş çıkarma
sürecinin yönetiminde ve ağrının hafifletilmesinde etkili olduğu düşünülen, ancak yeterince kanıt
bulunmayan yöntemlerle (masaj, bitkisel ürünler, kolyeler gibi) ilgili bilimsel çalışmalar yapılmalı, bu
yöntemlerin yararları ve olası yan etkileri araştırılıp, bilgiler güncellenmelidir.
Çelen R ve ark. Bebeklerde Diş Çıkarma JCP2018;16(2):181-186
185
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Anafilaksiye Genel Bir Bakış
Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...
-
normal değerler: 200-350 mikrogram 900 e kadar normal..<100 ağır eksiklik, b 12 düzeyi normalken b 12 vit. eksikliği olabilir.beraberin...
-
GÜNCEL ULUSAL AŞI PROGRAMI Aşı türleri: Canlı aşı : BCG, KKK, Su Çiçeği, Rotavirüs, Oral Polio, Influenza, İnaktive aşı ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder