Nazal konjesyon, rinore, paroksismal hapşırık ve burun
kaşıntısı semptomlarından en az ikisinin gün içerisinde
1 saatten fazla ve birbirini izleyen en az 2 gün süre ile
gözlenmesi durumunda AR düşünülmelidir.
Hastalık
sıklıkla üst solunum yolunun tamamını ve konjonktivayı,
bazen de alt solunum yollarını tutup aynı kişide astımla
beraber olabilmektedir
İntermittan/Mevsimsel AR (MAR) :
Semptomlar polen mevsiminde ortaya çıkmaktadır. Ot
ve ağaç polenleri ile mantarlar gibi dış ortam allerjenleri
neden olmaktadır. Semptomlar haftada 4 günden az veya
toplamda 4 haftadan daha kısa sürmelidir.
Persistan/Perennial AR (PAR) :Yıl boyu semptomları devam eden AR tipidir. Ev tozu
akarları, hamam böcekleri, mantar/küf, evcil hayvan
epitel ve dokuları gibi iç ortam allerjenleri etkendir.
Semptomların haftada 4 günden daha uzun ve en az 4
hafta süre ile varlığı gerekmektedir .
AR’li
hastalarda burun mukozası ödemli, şiş, sulu açık renkli
akıntı ile kaplı, açık mor renkten soluk pembe renge
değişen bir görünümdedir.
Anterior rinoskopi ile burnun
ön 1/3 kısmındaki anatomik yapı, septum ve orta meatusu
değerlendirmek mümkündür. Orofarinks muayenesinde postnazal akıntı ile farinkste kaldırım taşı görüntüsü
mevcuttur. Allerjik selam, kronik venöz göllenmeye bağlı
oluşan gözaltı morlukları fizik muayenede dikkat edilmesi
gereken noktalardır.
allerjik hastalıkların
tarama ve teşhisinde total IgE ölçümü rutin olarak
önerilmemektedir.
Deri
prik testi (DPT) IgE-aracılı allerjinin tespitinde yaygın
olarak kullanılan en önemli laboratuvar araçlarındandır.
Özgün allerjenlerin saptanmasında DPT ve invitro
testler aracılığı ile bakılan spesifik IgE (sIgE) önemli rol
oynamaktadır.
Nazal smear ile AR’li hastaların % 62’sinde nazal
eozinofili saptanmaktadır. Nazal smeardaki eozinofil
oranına göre AR şiddeti derecelendirilmektedir.
AR teşhisinde noninvaziv ve kolay bir teknikle
ölçülebilmesi nedeni ile nazalNO son yıllarda ilgi çekmektedir.MAR’da nNO
düzeyleri artarken, PAR’da ise gözlenmemektedir .
AT:
2 yaşın altındaki çocuklarda görülen persistan
rinitlerde AR dışındaki durumlar düşünülmelidir. Adenoid
hipertrofisi, akut ve kronik sinüzit, konjenital anomaliler
(koanal atrezi), yabancı cisim ve nazal polipler bu yaş grubu
çocuklarda sık rastlanan rinit nedenlerindendir.
Burunda
tek taraflı semptom, sadece konjesyon, mukopürülan
akıntı, posterior rinore, ağrı, rekürren burun kanaması
ve anozmi gibi şikayetler bulunduğunda AR tanısından
uzaklaştırmalıdır .
AR ile birlikte atopik dermatit-egzama, astım, allerjik
konjonktivit, kronik öksürük, larenjit ve gastro-özofageal
reflü başlıca komorbit durumlar arasındadır. Astımlı
hastaların yaklaşık 2/3’ünde AR, AR’li olguların 1/3’ünde
ise astım gelişmektedir.
Nazal obstrüksiyon ve
sensitizasyon nedeniyle oluşan östaki disfonksiyonuna
bağlı olarak AR’li çocukların %21’inde otitis media
gelişmektedir
Osteomeatal kompleksin etkilenmesine
bağlı, özellikle PAR ve küf allerjisi olanlarda daha sık olmak
üzere AR’li hastaların yarısında sinüzit görülmektedir. Bu
hastalarda sinüzit; preseptal selülit, periostit ve subperiostal
apse gibi ciddi komplikasyonlarla seyredebilmektedir
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
olan hastaların %75’inde AR semptomları izlenmekte
ve %69’unda DPT pozitif bulunmaktadır.
AR’li hastalarda uyku bozukluğu, yorgunluk, okul
performans bozukluğu, mental, emosyonel ve sosyal
problemler görülebilmektedir
Tedavide oral veya topikal antihistaminikler ve topikal
veya sistemik kortikosteroidler en sık kullanılan ilaçlardır
Antihistaminikler
AR tedavisinde hastalığın şiddetine bakılmaksızın
topikal veya oral yolla kullanılabilir. PAR tedavisinde
intranazal antihistaminiklerin kullanılmaması tavsiye
KS: Erken ve geç semptomları inhibe eden en etkili tedavidir. Göz semptomları üzerinde de etkilidir.
Terapötik düzeye 7 saat içerisinde, maksimum
etkinliğe 2 haftada ulaşırlar. Semptomlar intermittan/
mevsimsel ise maksimum semptom kontrolü için mevsim öncesi kullanıma başlanmalıdır. Beklametazon hariç diğer
topikal steroidlerin hipotalamo-pitüiter-adrenal aksa yan
etkisi yoktur.
Birçok araştırmada bir antihistaminik veya LTRA ile
birlikte intranazal kortikosteroid kombinasyonu üzerine
çalışılsa da, çoğunlukla sonuçlar kombinasyon tedavisinin
tekli intranazal steroid tedavisinden daha etkili olmadığı
yönündedir
dekonjestan: Nazal konjesyon üzerine
etkili iken kaşıntı, hapşırık ve rinorede etkisi azdır.
Çalışmalarda montelukastın MAR ve
astımlı hastalarda nazal ve bronşiyal semptomları azalttığı
bildirilmiştir. Aynı zamanda montelukast kullanımı
ß-agonist kullanım ihtiyacını da azalttığı da gösterilmiştir.
Özellikle astım ile birlikte olan AR olgularında tercih
edilebileceği belirtilmiştir.
MAR tedavisinde plaseboya
göre daha etkili, oral H1 antihistaminiklere eşdeğer ve
intranazal kortikosteroidlere göre daha zayıf bir etkiye
sahip olduğu bildirilmiştir
Asthma Allergy Immunol 2017;15:1-16
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Anafilaksiye Genel Bir Bakış
Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...
-
normal değerler: 200-350 mikrogram 900 e kadar normal..<100 ağır eksiklik, b 12 düzeyi normalken b 12 vit. eksikliği olabilir.beraberin...
-
GÜNCEL ULUSAL AŞI PROGRAMI Aşı türleri: Canlı aşı : BCG, KKK, Su Çiçeği, Rotavirüs, Oral Polio, Influenza, İnaktive aşı ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder