19 Eylül 2019 Perşembe

allerjik rinit

Nazal konjesyon, rinore, paroksismal hapşırık ve burun kaşıntısı semptomlarından en az ikisinin gün içerisinde 1 saatten fazla ve birbirini izleyen en az 2 gün süre ile gözlenmesi durumunda AR düşünülmelidir.
Hastalık sıklıkla üst solunum yolunun tamamını ve konjonktivayı, bazen de alt solunum yollarını tutup aynı kişide astımla beraber olabilmektedir

İntermittan/Mevsimsel AR (MAR) :
Semptomlar polen mevsiminde ortaya çıkmaktadır. Ot ve ağaç polenleri ile mantarlar gibi dış ortam allerjenleri neden olmaktadır. Semptomlar haftada 4 günden az veya toplamda 4 haftadan daha kısa sürmelidir.

Persistan/Perennial AR (PAR) :Yıl boyu semptomları devam eden AR tipidir. Ev tozu akarları, hamam böcekleri, mantar/küf, evcil hayvan epitel ve dokuları gibi iç ortam allerjenleri etkendir. Semptomların haftada 4 günden daha uzun ve en az 4 hafta süre ile varlığı gerekmektedir .

AR’li hastalarda burun mukozası ödemli, şiş, sulu açık renkli akıntı ile kaplı, açık mor renkten soluk pembe renge değişen bir görünümdedir.
Anterior rinoskopi ile burnun ön 1/3 kısmındaki anatomik yapı, septum ve orta meatusu değerlendirmek mümkündür. Orofarinks muayenesinde postnazal akıntı ile farinkste kaldırım taşı görüntüsü mevcuttur. Allerjik selam, kronik venöz göllenmeye bağlı oluşan gözaltı morlukları fizik muayenede dikkat edilmesi gereken noktalardır.

allerjik hastalıkların tarama ve teşhisinde total IgE ölçümü rutin olarak önerilmemektedir.
 Deri prik testi (DPT) IgE-aracılı allerjinin tespitinde yaygın olarak kullanılan en önemli laboratuvar araçlarındandır.

Özgün allerjenlerin saptanmasında DPT ve invitro testler aracılığı ile bakılan spesifik IgE (sIgE) önemli rol oynamaktadır.

Nazal smear ile AR’li hastaların % 62’sinde nazal eozinofili saptanmaktadır. Nazal smeardaki eozinofil oranına göre AR şiddeti derecelendirilmektedir.

AR teşhisinde noninvaziv ve kolay bir teknikle ölçülebilmesi nedeni ile nazalNO son yıllarda ilgi çekmektedir.MAR’da nNO düzeyleri artarken, PAR’da ise gözlenmemektedir .

AT:
2 yaşın altındaki çocuklarda görülen persistan rinitlerde AR dışındaki durumlar düşünülmelidir. Adenoid hipertrofisi, akut ve kronik sinüzit, konjenital anomaliler (koanal atrezi), yabancı cisim ve nazal polipler bu yaş grubu çocuklarda sık rastlanan rinit nedenlerindendir.
Burunda tek taraflı semptom, sadece konjesyon, mukopürülan akıntı, posterior rinore, ağrı, rekürren burun kanaması ve anozmi gibi şikayetler bulunduğunda AR tanısından uzaklaştırmalıdır .

AR ile birlikte atopik dermatit-egzama, astım, allerjik konjonktivit, kronik öksürük, larenjit ve gastro-özofageal reflü başlıca komorbit durumlar arasındadır. Astımlı hastaların yaklaşık 2/3’ünde AR, AR’li olguların 1/3’ünde ise astım gelişmektedir.

Nazal obstrüksiyon ve sensitizasyon nedeniyle oluşan östaki disfonksiyonuna bağlı olarak AR’li çocukların %21’inde otitis media gelişmektedir

Osteomeatal kompleksin etkilenmesine bağlı, özellikle PAR ve küf allerjisi olanlarda daha sık olmak üzere AR’li hastaların yarısında sinüzit görülmektedir. Bu hastalarda sinüzit; preseptal selülit, periostit ve subperiostal apse gibi ciddi komplikasyonlarla seyredebilmektedir

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan hastaların  %75’inde AR semptomları izlenmekte ve %69’unda DPT pozitif bulunmaktadır.

 AR’li hastalarda uyku bozukluğu, yorgunluk, okul performans bozukluğu, mental, emosyonel ve sosyal problemler görülebilmektedir

Tedavide oral veya topikal antihistaminikler ve topikal veya sistemik kortikosteroidler en sık kullanılan ilaçlardır

Antihistaminikler AR tedavisinde hastalığın şiddetine bakılmaksızın topikal veya oral yolla kullanılabilir. PAR tedavisinde intranazal antihistaminiklerin kullanılmaması tavsiye

KS: Erken ve geç semptomları inhibe eden en etkili tedavidir. Göz semptomları üzerinde de etkilidir.
Terapötik düzeye 7 saat içerisinde, maksimum etkinliğe 2 haftada ulaşırlar. Semptomlar intermittan/ mevsimsel ise maksimum semptom kontrolü için mevsim öncesi kullanıma başlanmalıdır. Beklametazon hariç diğer topikal steroidlerin hipotalamo-pitüiter-adrenal aksa yan etkisi yoktur.

 Birçok araştırmada bir antihistaminik veya LTRA ile birlikte intranazal kortikosteroid kombinasyonu üzerine çalışılsa da, çoğunlukla sonuçlar kombinasyon tedavisinin tekli intranazal steroid tedavisinden daha etkili olmadığı yönündedir

dekonjestan: Nazal konjesyon üzerine etkili iken kaşıntı, hapşırık ve rinorede etkisi azdır.

Çalışmalarda montelukastın MAR ve astımlı hastalarda nazal ve bronşiyal semptomları azalttığı bildirilmiştir. Aynı zamanda montelukast kullanımı ß-agonist kullanım ihtiyacını da azalttığı da gösterilmiştir. Özellikle astım ile birlikte olan AR olgularında tercih edilebileceği belirtilmiştir.
 MAR tedavisinde plaseboya göre daha etkili, oral H1 antihistaminiklere eşdeğer ve intranazal kortikosteroidlere göre daha zayıf bir etkiye sahip olduğu bildirilmiştir


Asthma Allergy Immunol 2017;15:1-16


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anafilaksiye Genel Bir Bakış

  Anafilaksiye Genel Bir Bakış Dr.NevinKURT   Anafilaksi u Alerjinin, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen en ciddi klinik tablosud...