Aromaterapiye Giriş
Dr. Nevin KURT, Prof. Dr. Müjgan ÇALIŞKAN EVREN
Aromaterapinin Tanımı
Aromaterapi, uçucu yağların kendisinin veya ana etken maddesini taşıyan bitkisel drog ların kullanılmasıyla, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyilik halinin sağlanmasını des tekleyen bir tedavi yöntemidir (1). Fitoterapinin bir alt dalıdır. Aromaterapi binlerce yıldır kullanılmaktadır. Hipokrat, aromatik banyoların ve kokulu masajın sağlık için önemli olduğunu vurgulamış ve aromaterapiyi önermiştir (2). Aslında yüzyıllardır ge leneksel halk tıbbında birçok uçucu yağ kullanılmaktadır. Bitkilerdeki uçucu yağlar bitkinin hücreler arası alanında, özelleşmiş hücrelerinde ve rezervuarlarında bulunur. Aslında bitkinin immün sistemini oluşturmaktadırlar. Bu yağlar bitkiden buharlaşır ve bitkiyi ısı değişikliği gibi çevresel tehditlere karşı savunmada ve böcek, viral ve bak teriyel etkenlere karşı bitkiyi korumada etkili olurlar. Arılar için de tozlaşma aracıdır.
İsimlendirme
Aromaterapide kullandığımız bitkilerin isimleri ve kemotipleri vardır. Örnek: Lavandula angustifolia (Lavandula cinsi, angustifolia türü ifade etmektedir). Kemotip: Aynı bitkide ağırlıklı olan moleküle verilen isimdir. Bu bitkinin bulunduğu iklime, toprak yapısına, büyüme şartlarına ve bitkinin toplanma zamanına göre değişir. Örnek: Thymus vulgaris ct timol, içeriğinde yüksek oranda Timol bulunur. Antiseptik özellik ön plandadır, cildi tahriş edici özelliktedir. Thymus vulgaris ct Linalool, içeri ğinde yüksek oranda Linalool bulunur. Cildi tahris edici özellik daha azdır.
Aromaterapinin Tarihçesi
Aromaterapinin tarihçesi oldukça eskilere dayanmaktadır. Aromaterapinin, arkeolojik çalışmalarda bulunan distilasyon aletleri, uçucu yağ ve diğer aromatik bitkilerin kulla nımına dayanarak 5000 yıllık geçmişe sahip olduğunu söylemek mümkündür. Aromate rapinin ilk olarak eski Mısır uygarlığında mumya yapımı için kullanıldığı bilinmektedir. Aynı çağlarda, eski Çin uygarlığında da kullanıldığı görülmektedir. Eski Roma ve Yunan medeniyetlerinde de aristokrat kesimin aromaterapiyi kullandığı bilinmektedir. Aro materapi güzellik amaçlı ilk olarak eski Yunan medeniyetlerinde kullanılmıştır. Roma döneminde ise aromaterapi, banyo sonrası masaj şeklinde kullanılmıştır (1,3). Büyük Türk tıp bilgini İbni Sina’nın da tedavide aromaterapiden faydalandığı bilinmektedir (2). Günümüzde modern aromaterapinin kurucusu Fransız kimyager Dr. René- Maurice
1
Bütüncül Tıbba Genel Bakış
Gattefossé kabul edilmektedir. Literatürde bildirildiğine göre, 1936 yılında parfümeri için uçeucu yağlar ile yaptığı ilk çalışmalarında Gattefosse’nin laboratuvarda bir da mıtma işlemi sırasında elinin yanması sonucu ağrı hissetmiş ve daha sonra yanıktan etkilenen bölgeye lavanta yağı içeren kavanozun dökülmesi sonucu ağrısının geçtiği nin fark etmiştir. Gattefosse yanık elinin kısa sürede iyileştiğini görmüş ve bu sonuç onu aromaterapiye ilgi duymaya yöneltmiştir. Bu konuda yaptığı çalışmalarda aromatik yağların güçlü antiseptik, iyileştirici, hızlı hücre yenileyici etkilerinin olduğunu belirle miştir (3,4). Daha sonraki yıllarda aslında bir cerrah olan Fransız doktor Dr. Jean Valnet İkinci Dünya Savaşında yaralı askerleri tedavi etmek için aromaterapiyi kullanmıştır. Aromaterapiyi güzellik ve kozmetik alanında ilk kullanan kişi ise Avusturyalı bir gü zellik uzmanı ve biyokimyacı olan Marguerite Maury’dir. Maury 1950 yıllarında uçucu yağların masaj ile kullanılması düşüncesini uygulamış; daha sonra İngiltere, Fransa ve İsviçre’de aromaterapi kliniklerini kurmuştur (1). İlginç bir ayrıntı olarak, aromatera pinin gücünün keşfedildiği bu ilk dönemler aynı zamanda antibiyotiklerin ilk bulunuş zamanlarına denk gelmektedir (3).
Ancak farmasötik ilaçların gelişmesiyle birlikte zamanla aromaterapinin popülarite si azalmıştır. Tarihi kayıtlara göre aromaterapide kullanılan uçucu yağlar 14. yüzyılda salgınlar sırasında kullanılmıştır (1). Aromaterapi 16. ve 17. yüzyıllarda da Avrupa’da değer görmekte olan bir tedavi yöntemi idi. Bilim adamlarının araştırmaları sonucun da 18. ve 19. yüzyıllarda tıbbi bitkilerin laboratuvar ortamında aktif bileşenleri elde edilmiştir. Günümüzde aromaterapiye olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Aromaterapi, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) büyüyen bir pazar durumunu almıştır. Elde ki verilere göre pazar payı 2012’de 31 milyon dolarla oldukça büyüyen bir pazardır. ABD’de 2020 yılında aromaterapi pazarının 1,2 milyar ABD Doları olduğu tahmin edilmektedir. Fitoterapötik ürünlerin bugün küresel pazardaki değeri yaklaşık 62 milyar ABD dolarıdır ve 2050 yılına kadar bu değerin 5 trilyon ABD dolarına kadar çıkacağı öngörülmektedir (2).
Aromaterapinin Uygulama Alanları
Aromaterapi, tamamlayıcı ve bütüncül tıpta önemli bir konuma sahiptir. Aromaterapi nin medikal, estetik, psikiyatrik ve holistik (beden ve ruh bütünlüğü) olmak üzere dört temel uygulama alanı bulunmaktadır. Aromaterapi fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyilik hali için pek çok durumda kullanılmaktadır. Aromaterapide kullanılan uçucu yağlar, an timikrobiyal, antiviral, antifungal, antienflamatuar etkileri ile bakteriyel, viral, fungal enfeksiyonlarda ve ağrılı durumlarda; dermatolojide yanık yara iyileşmesinde ve akne vulgaris, alopesi, egzematöz ve psöriatik bazı cilt hastalıklarda; psikiyatride anksiyete, dikkat ve konsantrasyon artışı, depresyon, uykusuzluk gibi bazı ruhsal rahatsızlıklarda kullanılmaktadır (5). Aromaterapide kullanılan uçucu yağlar serbest radikal temizleme kapasitesine sahip oldukları için, beyin disfonksiyonu, kanser, kalp hastalığı ve bağışık lık sistemi zayıflığı gibi bazı hastalıkların önlenmesinde etkili olabileceği öngörülmek-
2
Bütüncül Tıbba Genel Bakış
tedir. Bahsi geçen bu hastalıkların, serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasardan kaynaklandığı düşünülmektedir (5,6).
kaynak:
Editörler
Prof. Dr. Abdurrahim KOÇYİĞİT
Uzm. Dr. Nevin CAMBAZ KURT
Uzm. Ecz. Güzide Zehra DİŞLİ YAZAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder